Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5869 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 1798 - Esas Yıl 2015





Davacı .. ile davalılar ..... aralarındaki dava hakkında ..Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 12.3.2013 gün ve 2012/71 Esas 2013/160 Karar sayılı hüküm Dairemizin 9.6.2014 gün, 2014/2388 Esas ve 2014/9209 sayılı Kararı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı.. vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:- K A R A R -Hükmüne uyulan bozma ilamında, Mahkeme hükmünde gerekçe olarak “ dosya üzerinde yapılan inceleme neticesi” yazıldığı,böyle bir kararın, davanın hangi iptal nedenine dayalı olarak karara bağlandığı hususunu dahi içermediğinden Anayasa’nın 141/3, 388/3-5 (HMK’nın 297/1-c) maddelerine aykırı olduğu gibi HUMK’nun 428. (HMK’nın 369.) maddesi gereğince Yargıtay denetimi olanağını da ortadan kaldırdığına değinilmiştir.Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş,hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir.Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, İ.İ.K.nın 280/son fıkrasına göre ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kasdını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kasdiyle hareket ettiğinin kabul olunmasına, karinenin ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğinin veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunu ispatla çürütülebileceğinin açıklanmasına, dava konusu aracın ticari bir araç olduğu nazara alındığında davalı tarafça anılan madde gereklerine uygun bir satış yapılmadığının açık bulunmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı Hakmar Mağazacılık Ltd.Şti. vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü: Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.Somut olayda takip konusu borç, 09.03.2009 tarihli protokole dayalı olarak verildiği iddia edilen iptali istenen tasarrufla aynı tarihi içeren 30.6.2009 keşide tarihli çeke dayalı olup borçlu hakkındaki icra takibi kesinleşmiştir. İcra takibinin kesinleşmesinden sonra borçlu tarafından alacaklı aleyhine açılan menfi tespit davası Samsun Asliye Ticaret Mahkemesinin 25.5.2011 tarih 2009/372 Esas 2011/196 Karar sayılı ilamı ile kabul edilmiş, dosya temyiz aşamasında iken borçlu tarafından verilen 02.08.2010 tarihli feragat dilekçesi gereği bozulmuş, bozmadan sonra davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş ve hüküm 28.12.2011 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı ile davalı borçlu şirket arasında 22.8.2011 tarihli yeni protokol yapılarak borç yeniden yapılandırılmıştır.Davalı ..vekilinin takip konusu alacağın gerçek bir alacak olmadığı, gerçek bir alacak olsa bile iptali istenen tasarruftan sonra doğduğu yönünde itirazı bulunduğundan mahkemece öncelikle takip konusu alacağın gerçek bir alacak olup olmadığı, gerçek bir alacak ise; borcun hangi tarihte doğduğunun tespiti amacıyla, ..Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/372 Esas 2011/196 Karar (Bozmadan sonra 2011/363 Esas 2011/425 Karar) sayılı dosyasının incelenmesi; davacı ile davalı borçlunun ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, davalı 3.kişi şirketin savunmasının değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir. Ayrıca dava konusu 2009/5671 sayılı takip dosyası kapsamından borçlu şirkete ait 15 adet araca 14.7.2009 tarihinde davacı alacaklı tarafından haciz konulduğu, hacizli araçlardan dördü üzerinde kıymet takdiri yapıldığı (310.000 TL) 15.10.2009 tarihli haciz tutanağından ise borçlu şirkete ait altı gemiye haciz konulduğu ve 809.000 TL kıymet takdir edildiği, 11.12.2009 tarihli yazı ile gemilerin seferden men'ine karar verildiği anlaşıldığından davacı alacaklı vekiline kesin aciz belgesi sunması için süre verilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleyemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.O halde Mahkemece, öncelikle dava önkoşullları yönünden dosyanın incelenmesi, dava önkoşullarının varlığı halinde (takip konusu alacağın gerçek bir alacak olup olmadığı, borcun iptali istenen tasarruftan önce doğduğunun ispatlanması ve kati aciz belgesinin sunulması halinde) dava konusu 30.6.2009 tarihli tasarrufun, İİK 278, 279 ve 280 maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmediğinden davalı Hakmar Mağazacılık Ltd.Şti vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 9.6.2014 tarih 2014/2388 Esas 2014/9209 karar sayılı onama ilamının kaldırılarak yerel Mahkemenin 12.3.2013 tarih 2012/71 Esas 2013/160 karar sayılı ilamının bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ..vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 9.6.2014 tarih 2014/2388 Esas 2014/9209 karar sayılı onama ilamının kaldırılarak..Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.3.2013 tarih 2012/71 Esas 2013/160 karar sayılı ilamının BOZULMASINA, temyiz ve tashihi karar peşin harcın davalı Hakmar Mağazacılık Ltd. Şti'ye geri verilmesine 14.4.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.