Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5867 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13863 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle, Mahkemece borçlu .. dava konusu taşınmazları kızı ..'nun da dava dışı..'e sattığı, taşınmazların keşif tarihindeki değeri 62.631 TL olduğundan bu miktar üzerinden davacıya cebri icra yetkisi tanınması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli olmadığı, yasada öngörülen iptal koşullarının oluşması halinde borçlu hakkında yapılmış ve kesinleşmiş icra takibinin bulunması şartı ile 3 kişi yararına yapılan tasarruf tarihine kadar doğmuş olan vergi borcunun ulaştığı miktar ve fer'ileriyle sınırlı olarak iptal kararı verilmesi gerektiği, davacı eldeki davayı 2003 ve sonrası yıllara ait birikmiş vergi borcu ile gecikme cezası toplamı kamu alacağının tahsiline yönelik açtığından tasarruf tarihi olan 7.5.2007 gününe kadar doğan ve itiraza uğramadan kesinleşen vergi borcu ve gecikme faizinin belirlenmesi, gerekirse bu konuda bilirkişiden ayrıntılı ve gerekçeli denetime elverişli görüş alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi, ayrıca dava konusu taşınmazların borçlu tarafından kızı.'ya, .. tarafından da 83 parsel dışındakilerin ..'e satıldığı, birleşen dava ile ..'e dava yöneltildiği, Mahkemece .. yönünden iptal koşullarının oluşup oluşmadığı yönünden bir değerlendirme yapılmadığı ve bu yönde olumlu olumsuz karar verilmediği, buna göre davalı Hasan Hüseyin yönünden 6183 Sayılı ..'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince iptal şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi, kabule göre de 6183 Sayılı ...'nun 31 maddesi gereğince bedelle sorumluluk halinde tazminatla sorumlu tutulacak kişinin tasarruf konusu malı elden çıkardığı tarihteki değeri belirlenerek bu bedelin tazmini yönünden değerlendirme yapılması gerekirken keşif tarihindeki değerinin hükme esas alınmasının yerinde olmadığı gereğine değinilmiştir.Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve bozma ilamı doğrultusunda birleşen dava yönünden davalı ...'in kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından hakkındaki davanın reddine, esas dava yönünden borçlu ... ile kızı davalı ... arasındaki dava konusu tasarrufların 6183 Sayılı .nun 28/1 madde gereğince bağış hükmünde olup iptale tabi olması nedeniyle dava konusu 83 parsel yönünden davanın kabulü ile anılan parsel yönünden tasarrufun iptaline, dava konusu 87,102,116,133,203,186,255 277,421,280, 416 parselden ifrazla oluşan 512,513 parseller yönünden dava bedele dönüştüğünden 43.508,25 TL'nin vergi alacağı ve fer'ileriyle sınırlı olarak davalı ...'den tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava 6183 Sayılı ..'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.Aynı Yasanın 30. maddesi; borçlunun malı bulunmadığı veya borca yetmediği takdirde amme alacağının bir kısmının veya tamamının tahsiline imkan bırakmamak maksadıyla borçlu tarafından yapılan bir taraflı muamelelerle borçlunun maksadını bilen veya bilmesi lazım gelen kimselerle yapılan bütün muameleler tarihleri ne olursa olsun hükümsüzdür hükmünü içermektedir.Somut olayda davalı 4.kişi ... 3.11.2009 tarihli savunma dilekçesinde dava konusu taşınmazların bir kısmının satın almadan önce icar suretiyle kullandığını, Haydar'ın teklifi üzerine taşınmazları satın aldığını belirttiği, davalıların ikametgahının aynı köy oluşu gibi maddi ve hukuki olgular gözönüne alındığında davalı ...'ın borçlunun durumunu ve amacının bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu 87,102,116,133,203,186,255,277,421,280,416 parselden ifrazla oluşan 512,513 parseller yönünden de davanın 6183 Sayılı 30.maddesi gereğince kabulü ile tasarruf tarihine kadar olan davacı alacak ve ferileriyle sınırlı olarak 28.11.2008 tarihli tasarrufun da iptaline karar verilmesi gerekirken dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir. Kabule göre de, 1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir”hükmünü içermektedir.Anılan yasal değişiklik nedeniyle davacı ve davalı .. lehine maktu vekalet ücreti verilmesi gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri de doğru görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 14.4.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.