Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 579 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15178 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 20.2.2015 Salı günü davacı ... Av. ... geldi. Davalılardan gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, davalı borçlu ...Şti.'nin alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla 16.1.2009,2.2.2009,6.2.2009 tarihli üç fatura karşılığı 17.974,40 Euro alacağını 9.2.2009 tarihinde, 10.3.2009, 13.3.2009, 18.3.2009, 25.3.2009 tarihli altı adet fatura karşılığı 11.253,96 GBP, 44.105,71 Euro alacağını 7.4.2009 tarihinde bedelsiz olarak davalı ...'a temlik ettiğini belirterek davalılar arasındaki temlik işlemine ilişkin tasarrufların iptalini talep etmiştir.Davalı ...Şti. Temsilcisi, nakit ihtiyacı nedeniyle dava konusu alacakları bedelsiz olarak ... ve ... ile birlikte hareket eden davalı ...'a temlik ettiklerini, davacıya ve davalı ...'e borçları olmadığını, takip konusu senet nedeniyle dava dışı ...'a borçları olduğunu belirterek ... tarafından tahsil edilen temlik bedelinin şirketlerine iadesine, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı ... vekili, İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu, davacının davalı borçlu şirketin sigortalı işçisi olması nedeniyle takip konusu alacağın muvazaalı olduğunu, dava konusu temlik işleminin borca mahsuben yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, dava konusu temliknameler gereğince davalı ...'e 43.437,79 TL tutarında banka yoluyla ödeme yapıldığı, buna göre borcun gerçek bir borç olduğu, davacı mal varlığı olduğunu ve böyle bir alacağı olabileceğini kanıtlamış ise de bir dönem davalı borçlu şirkette çalıştığı, şirketin elemanı olduğu, davalı şirketten gerçek bir alacağı olduğu hususunu kanıtlayamadığı, takip konusu senet lehtarına ulaşılamamış olması, davalı borçlu şirketin de incelemeye defter sunmaması ve icra takibinin itirazsız kesinleşmiş olması karşısında davalı ...'in davalının aciz halini bildiği kanıtlanamadığından ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.Somut olayda, mahkemece davacının davalı şirketten gerçek bir alacağı olduğunu ispatlayamadığı, dava konusu temlik işleminin gerçek bir borç ödemesi olduğu ve davalı ...'in davalı borçlunun aciz halini bildiği kanıtlanamadığından ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Dava koşulları yönünden dosya incelendiğinde, davanın süresinde açıldığı,14.5.2009 tarihli haciz tutanağının İİK 105 anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu, iptali istenen tasarrufların takip konusu borçtan sonra yapıldığı, davacının alacağının 1.1.2009 tanzim 30.3.2009 vadeli 141.000 TL malen kaydını içeren ve davacıya ciro yolu ile geçen senede dayandığı, 2009/12012 sayılı takip dosyası kapsamından davalı borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleştiği, davalı borçlu şirket temsilcisinin duruşmadaki savunmasından takip konusu senet nedeniyle lehtar ...'a borçları olduğunu kabul ettiği, Mahkemece de kabul edildiği gibi davacının ekonomik durumunun böyle bir alacak-borç ilişkisine uygun olması nedeniyle takip konusu alacağın gerçek bir alacak olduğunun kabulü ile dava ön koşulları oluştuğundan dava konusu 09.02.2009 ve 07.04.2009 tarihli temlik tasarruflarının yukarıda açıklandığı üzere İİK 278, 279, 280.maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yerolmadığına, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 20.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.