Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5702 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15346 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : Adana 2. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 03/07/2012NUMARASI : 2011/255-2012/225Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı O.. M.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı Banka vekili, davalı borçlu Sabiha aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazını davalı Fevzi’ye onun da borçlunun kızı Oya’a satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep etmiştir.Davalı Oya vekili davanın reddini savunmuştur.Diğer davalılar usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, taşınmazın satış bedeli ile gerçek değeri arasında fahiş fark bulunduğu ve son malikin de borçlunun kızı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne ve taşınmazın son devir tarihindeki değeri kadar tahsil yetkisi verilmesine karar verilmiş hüküm davacı vekili ve davalı Oya vekili tarafından temyiz edilmiştir.İİK'nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davalarında davacı alacaklı tarafından kesin veya geçici aciz belgesinin ibraz edilmesi gerekir. Somut olayda davacı tarafından dosyaya kesin aciz belgesi ibraz edilmemiştir. 28/01/2010, 15/04/2010 ve 31/01/2012 tarihli hacizlerden bir netice alınamamış ise de davalı borçluya ait başkaca taşınmazların bulunması ve davacı alacağının da taşınmazlar üzerinde yer alan ilk hacizden sonra gelmesi nazara alınarak borçluya ait bahsi geçen taşınmazların kıymet takdirlerinin yapılması ve aciz halinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesinden sonra davanın diğer şartlarının araştırılması yerine yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Kabule göre de davacının, icra takip dosyasındaki alacak miktarı ile iptal istediği gözetilmeden davacı vekilinin yaptığı ıslah adı altındaki açıklamaya farklı bir anlam yüklenerek davacı talebinin taşınmazın belirli bir tarihteki değeri ile sınırlandırılması doğru değildir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, davalı O.. M..'ün temyiz isteminin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı O.. M..'e geri verilmesine 14.04.2014 tarihinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.