MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, müvekkilinin karşıdan karşıya geçmeye çalışırken davalının çarpması sonucunda yaralandığını, bir kısım tedavi giderlerinin müvekkili tarafından karşılandığını, iş güçten yoksun kaldığını ve işe gidemediği dönemlerde fabrikatör olan müvekkilinin kazanç kaybına uğradığını açıklayıp toplam 2.835,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre taleple bağlı kalınarak davanın kabulü ile toplam 2.835,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, cismani zarardan kaynaklanan maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin karşıdan karşıya geçmek isterken davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın sebep olduğu kazada müvekkilinin yaralandığını, ayağının kırıldığını ve ayağına platin takıldığını, 2 ay süre ile ayağının üzerine basamaması sebebi ile işe gidemediğini, müvekkilinin fabrika sahibi olduğunu, kazancının asgari ücretin 3 katından fazla olduğunu, bu yaralanma nedeni ile tedavi gideri ve iş göremezlik zararının bulunduğunu ileri sürerek maddi-manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Cismani zarar sebebi ile iş göremezlik zararının hesabında davacının gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Somut olayda mahkemece alınan bilirkişi raporunda davacının geliri hesaplanırken, çalışmakta olduğu şirket temsilcisine ödenecek ücretin asgari ücretin 3 katı kadar olduğunu belirterek bu miktar üzerinden tazminat hesabı yapılmış, davacı vekili müvekkilinin şirket temsilcisi değil fabrika sahibi olduğunu, müvekkilinin şirketinin bünyesinde 30 dan fazla işçi çalıştığını, vergi matrahları dikkate alındığında müvekkilinin gelirinin asgari ücretin 3 katından fazla olacağını iddia etmiş ve bu hususa ilişkin delillerini dosyaya ibraz etmiştir. Buna göre davacının iddia edilen işletmesine ilişkin bilgileri, işletme defteri ve vergi kayıtları toplanarak yapılan işten sağlanan bir gelirin bulunması halinde bu gelirin elde edilmesinde davacının bedensel ve yönetsel katkısı belirlenip kişinin yerine başkasının çalıştırılması olanağı gözönüne alınarak ona yapılacak ya da yapılması gereken ücret temel esas alınarak bu miktar üzerinden gerçek zararının hesaplanması gereklidir. Bu bakımdan böyle bir davada gerçek zararın belirlenmesi için, davacının gelirinin daha net kriterle ortaya konulması gerekmekte olup açıklanan hususlar gözönüne alınarak davacının iş hacmi, onun yerine geçecek ve onun gibi efor sarfedecek kişiye ödenecek ücretin belirlenmesi ile uzman aktüer bilirkişiden yeniden bilirkişi raporu alınması gerekirken, yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiştir. 2- Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmaıdğına dair karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 09/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.