MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:- K A R A R - Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu, davalıya ait ve yine onun sevk ve idaresindeki araçta gerçekleşen tek taraflı kazada Nurgül Kuş isimli şahsın vefat ettiğini, müvekkilinin Nurgül Kuş mirasçılarına 07.04.2006 tarihinde 50.000 TL tazminat ödemek durumunda kaldığını, kazanın davalının ağır kusurlu olmasından ileri geldiğini ve davalının kaza anında alkollü olduğunu ileri sürerek 50.000 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde, olayda kusurunun bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, bozma sonrası yeniden yapılan yargılama sonucuna göre; davanın kabulü ile 50.000 TL tazminatın 07.04.2006 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olan davacı tarafından, sürücünün kaza anında alkollü ve ağır kusurlu olduğu iddiasına dayanılarak kendi sigortalısına karşı açılmış olan rücu davasıdır. Zorunlu Mali Mesuliyet Sorumluluk Genel Şartlarının B.4.d maddesinde; tazminatı gerektirir olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır. Zararın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra, bir nörolog, bir makine mühendisi ve bir sigorta hukukçusundan oluşan konusunda uzman ve ehil bilirkişi heyetinden rapor alınmış, 04.03.2014 tarihli raporda, sürücünün tam kusurlu olduğu, ancak kazanın salt aldığı alkolün etkisi altında meydana gelmediği bildirilmiştir. Bu durumda davacı sigorta şirketinin davalı sigortalısına rücu hakkı bulunmadığı ortadadır. Mahkemece daha sonra Sigorta Hesap Uzmanı olan bilirkişiden rapor alınmış, 15.07.2014 tarihli raporda sürücünün ağır kusurlu olduğu görüşüne yer verilmiş, mahkemece anılan rapora itibar edilerek davanın kabulü yönünde hüküm tesis edilmiştir. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4.a maddesinde, tazminatı gerektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise, sigortacının sigortalısına rücu edebileceği hüküm altına alınmıştır. Daire’nin yerleşmiş uygulamalarına göre; Genel Şartların bu maddesinde “tam kusur” dan değil, “kasıt” veya "ağır kusur"'dan söz edilmekte olup, ağır kusur kavramının kasta yakın bir kusurun varlığını ifade ettiği kabul edilmektedir. Somut olayda, sigortalı araç sürücüsünün, anayol üzerinde seyri sırasında karlı ve buzlu yolda direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu dava konusu kaza meydana gelmiştir. 04.03.2014 tarihli bilirkişi raporunda sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu belirtilmişse de; yukarıda açıklandığı üzere olayda sigortalı araç sürücüsünün ihlali, bir kasıt ve ağır kusur olarak nitelendirilemez. Bu durumda mahkemece, davacı sigorta şirketinin, sürücünün kasta dayanmayan tam kusuru sebebiyle verdiği zarardan dolayı üçüncü kişiye ödediği tazminat bakımından rücu hakkının bulunmadığı gözetilerek, davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 20.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.