Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5519 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 25065 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, davalı borçlu ...'ın alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 11.2.2000 tarihinde davalı ...'a sattığını belirterek davalılar arasındaki satış tasarrufunun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı borçlu ... vekili,takip konusu bono ile ilgili açtıkları menfi tespit davasının derdest olduğunu, taşınmazı gerçek bedelle sattıklarını, .. Mahkemelerinin yetkili olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Davalı ...,..Mahkemelerinin yetkili olduğunu, borçluyu ..da maddi durumu iyi mütaahit olarak tanıdıklarını, taşınmazı iyiniyetle aldığını belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, dava konusu tasarruf tarihi ile aciz belgesinin düzenlendiği tarihler arasında 2 yıllık sürenin geçmiş olması nedeniyle İİK 278/3. maddenin uygulanamayacağı, davacı tarafından davalı 3.kişinin İİK 280.madde kapsamında kötüniyetli olduğunun ispatlanamaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Aynı Yasanın 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir.Somut olayda mahkemece davalı 3.kişinin kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.Davalı borçlu tarafından 3.kişi .. 11.2.2000 tarihinde dava konusu 114 ve dava dışı 299 parsel 44 nolu bağımsız bölüm satılmıştır....Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/456 Esas 2011/314 Karar sayılı ilamı ile davalılar arasındaki 299 parsel 44 nolu bağımsız bölümün satışına ilişkin 11.2.2000 tarihli tasarrufun iptaline karar verilmiş, hüküm 11.10.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Anılan dosyadaki 44 nolu bağımsız bölümün 13.12.1995 tarihinde.. tarafından borçlu ...'a, onun tarafından da 11.2.2000 tarihinde tekrar .. satıldığı, dolayısıyla davalı ..munu ve amacının bilebilecek kişilerden olduğunun kabul edildiği anlaşılmaktadır. Yine dava dışı 286 parsel nolu taşınmazda da davalıların 1995 yılından beri belli hisselerle malik oldukları görülmektedir. Bu durumda İİK 280/1 madde kapsamında davalı 3.kişi ..ın borçlunun durumunu ve amacının bilebilecek kişilerden olduğunun kabulü ile eldeki davanın kabulüne, dava konusu 114 parsele ilişkin 11.2.2000 tarihli tasarrufunu davacının takip konusu alacak ve ferileriyle sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazların kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 7.4.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.