Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 550 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 14591 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleştirilen davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde asıl dosyada davacı vekili ile birleştirilen dosyada davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Asıl dosyada davacı vekili, müvekkilinin 22/12/2008 tarihinde içerisinde yolcu olarak bulunduğu sürücü ...'in sevk ve idaresindeki.. plaka sayılı araç ile seyrederken direksiyon hakimiyetini kaybederek şarampole yuvarlanması sonucu yaralamalı trafik kazasının meydana geldiğini, müvekkilinde ciddi oranda kalıcı maluliyet olduğunu, kazanın oluşumunda kusurlu olan ...plakalı aracın poliçesi olmadığından güvence hesabının sorumlu olduğunu, davalı şirkete ihbar/ müracaat edildiğini ancak davalı şirketin yetersiz kısmi tazminat ödediğini, ifa edilen rakamın 25/09/2012 tarihinde 25.385,00 TL olduğunu belirterek müvekkili için kalıcı iş göremezlikten dolayı 200,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınmasını talep etmiştir.Asıl dosyada davalı ..., davacıya yaptığı ödemenin yeterli olduğunu, sorumluluklarının kalmadığını ve hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Birleştirilen davada davacı ... vekili, aynı olay nedeni ile hak sahibi yaralanan yolcu ... vekiline 25/09/2012 tarihinde 25.385,00 TL olarak ödemiş olduğu tazminatın, davalı sürücünün 1. derecede kusurlu olması nedeni ile rücuan tahsili için başlattığı icra takibine davalı araç işleteni ve sürücünün yapmış oldukları itirazın iptalini talep etmiştir.Birleştirilen dosyada davalılar ... ve ..., kusurlarının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, asıl ve birleştirilen dosyasın ayrı ayrı reddine karar verilmiş; hüküm, asıl dosyada davacı vekili ile birleştirilen dosyada davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1- Asıl dava, trafik kazasından kaynaklanan maluliyet tazminatına, birleştirilen dava ise, hak sahibine ödenen maluliyet tazminatının rücuan tahsiline ilişkin başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.Mahkemece, davacının işgücü kaybı oranın tespiti için aldırılan ... Üniversitesinden %35,2 işgücü kaybı bulunduğuna ilişkin rapor olsa da bu raporun kabul edilebilir bir rapor olmadığını zira sosyal durum araştırmasında davacı ...'nun maden ocağında çalıştığının belirtilmesi dava red sebebi olarak gerekçelendirilmiştir.Oysa, mahkemece, en yakın üniversitenin ... Anabilim Dalı Başkanlığı'ndan veya ... Şube Müdürlüğü'nden kaza tarihi 22.12.2008 tarihinde geçerli olan "Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği" hükümlerine göre davacının daimi işgücü kaybının tespiti yönünden rapor alınıp, maluliyet oranının belirlenmesi gerekirken, sosyal durum araştırmasında davacı ...'nun maden ocağında çalıştığının belirtilmesi nedeni ile davanın reddine karar verilmesi isabetli değildir.2- Asıl dosyada davalı ... vekili ile birleşen dosyada davalılar vekili tarafından yargılama aşamasındaki savunmalarında, yaralanan ...’nun, kazaya karışan araçta hatır için taşındığını ileri sürerek belirlenecek zarardan indirim yapılması gerektiğini bildirilmiştir. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 818 sayılı BK.’nun 43. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hâkim, tazminattan mutlaka indirme yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. O halde mahkemece, bu savunma üzerinde durularak, taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları göz önüne alınarak araştırma ve inceleme yapılması gerekmekte olup hatır taşımalarının genel hükümlere tabi olduğu, aracın sahibinin bu olayda sorumlu olmadığı, dolayısıyla güvence hesabının ödemesi yersiz olduğu gerekçesi ile birleşen davanın reddine karar vermesi, olayda hatır taşıması bulunması sebebiyle işgücü kaybı oranına bakmaksızın asıl davanın reddine karar verilmesi dosyadaki delillere ve yasaya uygun olmayan gerekçelerle verilmiş bir karar olup bozmayı gerektirmiştir.3- Ayrıca, ceza yaragılaması sırasında mağdurun şikayetinden vazgeçmesi hukuk davası açmasına engel değildir. O halde, mahkemece, yaralanan ...’nun soruşturma dosyasındaki ifadesinde araç kullanan Ahmet'in kusurlu olmadığını, davacı ve şikayetçi olmadığını söylemiş fakat daha sonra dava açmasını asıl ve birleşen dosyalara red gerekçesi yapması isabetli değildir.4- 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 14/b maddesinde rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için zorunlu sigortalara ilişkin olarak koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların, bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla ... oluşturulacağı, yasanın geçici 2. maddesine dayanılarak çıkarılan ... yönetmeliğinin 16/c maddesinde zarardan sorumlu olan kişilere veya yükümlü sigorta şirketine hesaptan yapılan ödemeler nedeniyle rücu hakkının kullanılacağı düzenlenmiştir. Bu durumda, birleşen dosyada davacı ... Hesabının, yukarıda anılan düzenlemeler çerçevesinde sorumlululara rücu edebileceği açık olup birleşen davada davanın reddine karar verilmesi hatalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl dosyada davacı ... vekilinin ve birleştirilen dosyada davacı ... Hesabu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile asıl ve birleştirilen davada verilen hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl davada davacı ile birleştirilen davada davacılara geri verilmesine 26/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.