Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5487 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 19939 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davacı ve davalılar ... ve ... vekillerince temyiz edilmiş, davalı ... vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 07.04.2015 Salı günü davacı vekili Av. ... ve davalı ... vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. ... geldiler. Davalı ... tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü. -K A R A R-Davacı Aykut vekili, davalı borçlu ..aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazlarını davalı Turgut ve .davalı .. da aldığı taşınmazı dava dışı.. satmasına ilişkin tasarrufların iptalini talep etmiştir.Davalı .. vekili ile davalılar .. ve .. vekili davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davalı Turgut’a yapılan satışta son malik olan kişi hakkında dava açılmadığı için davalı.. hakkındaki davanın husumetten reddine, davalı ..hakkındaki davada ise taşınmazın satış bedeli ile gerçek değeri arasında fahiş fark bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı .. ile davalı .. vekili tarafından temyiz edilmiştir..1- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde, Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise davalı, üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.İcra ve İflas Kanununu 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötüniyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir. Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nın 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi mahkeme bununla bağlı olmayıp diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Genelde, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır. Somut olaya dönüldüğünde borçlu Ahmet tarafından dava konusu taşınmazların davalılar ..ve ..ye satılmış olduğu ve davalı Turgut’un da aldığı taşınmazı dava dışı..’e sattığı tartışmasızdır. Davacı tarafından davanın açıldığı sırada 4. kişi durumunda olan dava dışı ..’in davaya dahil edilmesi talep edilmiş olduğu nazara alınarak adı geçenin davaya dahil edilmesi davacının bu davalı için iptale ilişkin delillerinin sorulması ayrıca adı geçen 4. kişinin de delillerinin toplanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi yerine yazılı gerekçelerle davanın bu yönden reddi doğru değildir. 2- Davalı ,, ve davalı , vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde, İptali istenen satışta edimler arasında aşırı fark bulunduğu gerekçesi ile İİK'nın 278/III-2 maddesine göre iptale karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dairemizin istikrar kazanmış uygulamasına göre edimler arasındaki aşırı fark belirlenirken davalı 3. kişi tarafından satış bedeline mahsuben yapılan ödemelerin de nazara alınması gerekir. Somut olayda 3. kişinin, satışın makul bir süre öncesinde ve sonrasında yaptığı ödemelerin, iptali istenen satış dışındaki bir ilişkiden kaynaklandığı iddia ve ispat edilemedikçe satış bedeline ilave edilmesi, aynı şekilde taşınmazın üzerinde bulunan takyidatların da 3. kişi ya da onun adına eşi tarafından ödenmiş olması durumunda bedele eklenmesi gerekir. Hal böyle olunca davalı tarafından tapuda ödenen miktara ilaveten yapılmış olan resmi ödemelerin nazara alınarak bir karar verilmesi yerine yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru değildir. SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle de davalı borçlu .. ile davalı 3. kişi .. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalılar ... ve ...'a verilmesine, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davalı ...'den alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı ... yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalılar Ayşe Dudu ve ...'e geri verilmesine 07/04/2015 tarihinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.