MAHKEMESİ : Erdemli İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 17/05/2012NUMARASI : 2008/146-2012/90Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı 3.kişi vekili, İstanbul 11. İcra Müdürlüğünün 2008/7891 sayılı takip dosyasından 18.08.2008 tarihinde haczedilen menkullerin müvekkiline ait olduğunu, haczin müvekkilinin işyerinde yapıldığını ileri sürerek haczin kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı alacaklı vekili, haczin ödeme emri tebliğ edilen adreste borçlunun huzurunda yapıldığını, mülkiyet karinesinin alacaklı yararına olduğunu, davacı şirket ortaklarının borçlunun oğulları olduğunu, aralarında muvazaalı işlemler bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Davalı borçlu, mahcuzların davacı şirkete ait olduğunu beyan etmiştir.Mahkemece haczin davacı şirketin işyerinde yapıldığı, borçlunun davacı şirketi ziyarete gitmesi dışında bu şirkette çalıştığına, ortak olduğuna dair herhangi bir delil sunulmadığı, mahcuzların davacı şirkete ait olduğunun tanık beyanları, faturalar ve vergi kayıtları ile sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.Dava 3.kişinin İİK'nun 96. vd. maddelerin dayalı istihkak davasına ilişkindir. Dava konusu haciz, takip talebinde yazılı olan ve borçluya bizzat ödeme emri tebliğ edilen adreste borçlunun huzuruyla yapılmıştır. Bu halde İİK'nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır. Karine aksinin davacı 3.kişi tarafından güçlü ve inandırıcı delillerle ispat edilmesi gerekir. Davacının dayandığı borcun doğumundan sonraki tarihi taşıyan ve ayırt edici özelliği bulunmayan faturalar karine aksini ispata yeterli olmadığı gibi soyut düzeyde kalan tanık anlatımları da tek başına karine aksini ispata yetmez. Borçlu davacı şirket ortaklarının annesi olup haciz sırasında işyerinde sigortalı işçi olarak çalıştığını beyan etmiş mahkemece ziyaret için mahalde bulunduğu kabul edilmiştir. Bu durum hayatın olağan akışına aykırı olup davacı şirket ile borçlu arasında muvazaalı ilişki bulunduğu ortadadır. Bu yönler göz ardı edilecek aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ:Yukarada açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 10.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.