Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5395 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19253 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Dörtyol 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 08/03/2012NUMARASI : 2008/607-2012/175Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalılar M. E., . vekili ile Ö.. A.. ve M.. A.., K.. Y.., N.. G.., E.. G.., Y. Demir Çelik San. ve Nak.Tic.Ltd.Şti., İ.. G.. vekilleri ile A.. Ç.. tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, davalılar K.. Y.., N.. G.., E.. G.., İ.. G.. ve Y.Demir Çelik San. ve Nak. Tic. Ltd. Şti.nin müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında, borçlarına yetecek haczi kabil mallarının bulunmadığını, ancak alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile kendilerine ait taşınamzları diğer davalılara sattıklarını öne sürerek yapılan tasarrufların iptalini talep etmiştir.Davalılar K.. Y.., N.. G.., E.. G.., Y.Demir Çelik San. ve Nak. Tic. Ltd. Şti., İ.. G.., M.. C.., Ömer ve M.. A.. ve A.. Ç.. davanın reddini savunmuş, diğer davalılar cevap vermemişlerdir.Mahkemece davalılardan M.. C.., Ö.. A.. ve M.. A.. hakkındaki davanın kanıtlanamaması nedeniyle Reddine, diğer davalılar yönünden ise ivazlar arasındaki fahiş fark ve davalılar arasındaki akrabalık nedeniyle haklarındaki davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalılar M.. C.. vekili ile Ömer ve M.. A.., K.. Y.., N.. G.., E.. G.., Y.Demir Çelik San. ve Nak. Tic. Ltd. Şti., İ.. G.. vekilleri ile A.. Ç.. tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davalılar Ömer ve M.. A..'nın banka vasıtası ile yaptıkları harici ödemeler dahil edildiğinde bu davalıların satın aldıkları taşınmaz yönünden ivazlar arasında fahiş fark oluşmamasına, ayrıca adı geçen davalıların borçlu şirketin mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduklarının kanıtlanamamasına, 4. kişi konumundaki davalı M.. C..'ın borçlulardan İ.. G..'ın mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğunun da kanıtlanamamasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2- Davalılar K.. Y.., N.. G.., E.. G.., Y. Demir Çelik San. ve Nak. Tic. Ltd. Şti., ve İ.. G.. vekilleri'nin temyiz itirazlarına gelince; Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, dayanak icra dosyasında yapılan araştırmalara verilen cevaplardan borçluların borcuna yetecek haczi kabil mal varlıklarının olmaması nedeniyle haciz tutanaklarının geçici aciz belgesi niteliğinde olmasına, ivazlar arasında bir mislini aşan fahiş fark bulunmasına, gerçek bedelin ödendiğinin kanıtlanamaması yanında taşınmazları borçlu davalılardan satın alan ve 3. kişi konumunda olan bir kısım davalılar ile borçlu davalılar arasında akrabalık ilişkisi bulunmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre K.. Y.., E.. G.., Y.Demir Çelik San. ve Nak. Tic. Ltd. Şti., ve İ.. G.. vekilleri'nin tüm, N.. G..'ın ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.3-Davalı A.. Ç..'in temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, ivazlar arasında bir mislini aşan fahiş fark olup gerçek bedelin ödendiğine ilişkin yasal ve geçerli delil ibraz edilememesine ve kararda yazılı diğer gerekçeler göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.4-Davacı vekili ile davalı N.. G.. vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava İİK.nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1 ). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir. İİK.nın 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötüniyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir. İİK.nun 278.maddede akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır. İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Somut olayda davalı borçlu İ.. G.. kendisine ait ..sayılı parselin 855/864 payını 20.10.2008 tarihinde davalı E.. D..'a satmış olup, Eyüp tarafından da 28.10.2008 tarihinde davalı M.. C..'a satmıştır. 4. kişi konumunda olan davalı Mehmet Emin'in borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğu kanıtlanamamıştır. 3. kişi konumundaki davalı E.. D..'un ise borçlu davalının dayısı olduğu dolayısıyla İİK.nın 280/1-2 maddeleri uyarınca hakkındaki davanın kabulü gerektiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davalı E.. D..'un İİK.nın 283/II maddesi uyarınca taşınmazı elden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında, davacının asıl alacak ve ferileri ile sınırlı olarak tazminata mahkum etmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu bu taşınmaz yönünden davanın tümden reddine karar verilmesi, yine dava konusu 127 sayılı parselin 80/280 payı N.. G.. tarafından davalı M.. G..'a, 925 sayılı parselin 56/756 payı ise davalı Ö.. D..'a satılmış olup her iki taşınmaz payı da şufa hakkının kullanılması nedeniyle davalıların elinden çıkmıştır. .. sayılı parsel yönünden davalı M.. G..'ın, 925 sayılı parsel yönünden ise Ö.. D..'un şufa nedeniyle aldıkları bedel oranında ve davacının asıl alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere tazminata mahkum edilmeleri gerekirken yanlış değerlendirme sonucu bu taşınmazlar yönünden de tasarrufun iptaline karar verilmesi doğru bulunmamıştır.5-Davalı A.. Ç..'in temyiz itirazları ile davalılar M.. C.., Ö.. A.. ve M.. A.. vekillerinin temyiz itirazlarına gelince; İİK.nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davalarında vekalet ücreti dava konusu malın tasarruf tarihindeki gerçek değeri ile alacak miktarından hangisi daha az ise o değer üzerinden hesaplanması gerekir. Davaya konu birden fazla tasarruf bulunması, ayrı ayrı taşınmazların satılmış olması ve davalılar arasında mecburi dava arkadaşlığının da bulunmaması halinde her bir tasarruf için vekalet ücretinin ayrı ayrı belirlenmesi gerekir. Somut olayda davalılar M.. C.., Ö.. A.. ve M.. A.. lehine daha düşük olan taşınmazların tasarruf tarihindeki gerçek değeri üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile eksik vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığı gibi haklarındaki dava kabul edilen davalılar yönünden tasarrufları ayrı ayrı olduğu halde her bir tasarruf için belirlenecek vekalet ücretinden kimin sorumlu olması gerektiğinin belirlenmeden tek vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru bulunmamıştır.SONUÇ : Yukarda (1), (2) ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalı N.. G.. vekili ve davalı A.. Ç..'in, davalılar K.. Y.., E.. G.., Y. D. Çelik San. ve Nak. Tic. Ltd. Şti. Ve İ.. G.. vekilleri'nin tüm temyiz itirazlarının reddine, (4) ve (5) nolu bentlerde yazılı nedenlerle davacı vekili ile Davalı N.. G.. vekili ve A.. Ç..'in diğer temyiz itirazları ile davalılar M.. C.., Ö.. A.. ve M.. A.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 4 ve 5 nolu bentlerde yazılı gerekçelerle BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 28.432,91 TL kalan harcın temyiz eden davalılar K.. Y.., E.. G.., Y. Demir Çelik San. ve Nak. Tic. Ltd. Şti. ve İ.. G..'dan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar N.. G.., A.. Ç.., M.. C.., Ö.. A.. ve M.. A..'ya geri verilmesine 10.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.