Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5336 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3473 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili; davalı şirkete kasko sigorta poliçesi ile sigortalı aracın seyir halinde bulunduğu sırada tek taraflı trafik kazası nedeniyle Botan çayına uçtuğunu, başvuruya rağmen zararın davalı tarafından karşılanmadığını belirterek 22.000,00 TL'nin talep tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili; kasko poliçesinde sigorta ettirenin.ı A.Ş. olduğunu, bu nedenle husumet bulunmadığını, davada İstanbul Ticaret Mahkemesi'nin görevli ve yetkili olduğunu, hasarın iddia edildiği gibi meydana gelmediğini, aracın kaza anındaki değerinin tazmin edelebileceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece; iddia, savunma ve toplanan delillere istinaden; davanın kabulü ile 22.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-)Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.Mal sigortası türünden olan kasko sigorta sözleşmeleri gerek kuruluşlarında gerek devamı sırasında ve gerekse rizikonun gerçekleşmesi aşamasındaki ihbar yükümlülükleri bakımından iyi niyet esasına dayalı sözleşme türlerindedir.Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.1 maddesine göre gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketle bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması müsademesi devrilmesi düşmesi yuvarlanması gibi kazalar teminat kapsamındadır. Diğer taraftan Türk Ticaret Kanunu'nun 1282. maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı kanunun 1281. maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir.Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin ..maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte, sigortalı, Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.1.5. maddesi ve Türk Ticaret Kanunu'nun 1292/3. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.(HGK 10.12.1997 gün ve 1997/11-772-1043; HGK 16.12.1998 gün ve 1998/11-872-905; HGK 22.12.2010 gün ve 2010/17-655-688 sayılı ilâmları) Uyuşmazlık, rizikonun gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise belirtilen şekilde meydana gelip gelmediği, dolayısıyla rizikonun teminat dışı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Somut olayda; davacı tarafça sigortalı aracın dava dışı sürücü ... idaresinde iken yola çıkan hayvan nedeniyle direksiyon hakimiyetinin kaybedilmesi neticesinde .. Çayına uçtuğu iddia edilmiştir. Davalı tarafça sözkonusu kazanın gerçekte meydana gelmediği iddiasıyla ödeme yapılmamıştır.Kaza tespit ve olay yeri inceleme tutanaklarında yolda, bankette ve yol kenarındaki otlar üzerinde herhangi bir fren yahut lastik izi bulunmadığı, kazaya ait herhangi bir emare olmadığı, aracın Botan çayı içerisinde gözle görülmediği belirtilmiştir. Yine olay yeri inceleme tutanağında kazanın 08:00'de olduğunun beyan edildiğinı, kaza yapan kişilerin ise 6 saat sonra hastaneye ulaştıklarını, yol üzerinde bulunan karakola uğramadıklarını, olay mahallinde 15-20 dakikada bir araç geçtiği, kaza saatinde köy minibüslerinin sıklıkla geçtiği belirtilmiştir.Sürücü ... kolluk ifadesinde saat 08:00'te yola çıkan tilkiye çarpmamak için direksiyonu kırdığını ve toparlayıp..çayına uçtuğunu, ...'nın olay .sırasında araçtan atladığını, kendisinin ise araçla birlikte suya düştüğünü ve aracın suya çarpmasıyla kırılan ön camdan dışarı çıktığını, kaza sonrasında çağırdıkları taksi ile hastaneye gittiklerini beyan etmiştir. Yolcu ...'da kolluk ifadesinde aynı şekilde beyanda bulunmuştur. Sürücü ... 19.02.2014 tarihli celsede tanık olarak verdiği ifadesinde ise kazanın gece meydana geldiğini, aracın suya düştüğünü, arkadaşı Tacettin ile camı kırmak suretiyle araçtan çıktıklarını, ertesi sabah aracı aradıklarını ancak bulamadıklarını beyan etmiştir.Siirt Devlet Hastanesi'nin 15.06.2010 tarihli Genel Adli Muayene Raporunda araçta yolcu olarak bulunan ...'nın . ile gideribilir şekilde yaralandığı, sürücü ...'in ise yaralanmadığı belirtilmiş olup rapor saat 14:50'de hazırlanmıştır.Tüm bu hususlar birlikte nazara alındığında rizikoya ilişkin beyanlar çelişkili olup dosya kapsamındaki delillere göre sigortalı aracın iddia edildiği gib.. Çayına uçtuğuna dair ciddi tereddütler mevcuttur. Bu haliyle rizikonunun teminat dahilinde gerçekleştiğinin ispat yükü davacı taraftadır. Ne var ki dosya kapsamı itibariyle sigortalı iddia ettiği rizikonun gerçekten meydana geldiğini ispatlayamamıştır.Bu durumda, Mahkemece dosya kapsamı itibariyle rizikonun gerçekleştiği ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.2-) Kabule göre de, mahkemece zarara ilişkin herhangi bir bilirkişi incelemesi yaptırılmadan poliçede belirtilen sigorta bedelinin tahsiline karar verilmiştir. . Kasko Sigortası Genel Şartları'nın 3.3.1 maddesi gereğince gerçek zarardan sorumlu olan Sigortacının teminat miktarı hasar tarihi itibariyle aracın rayiç değeri kadardır. Mahkemece, gerçek zararın uzman bilirkişi marifetiyle tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 02.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.