Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5333 - Karar Yıl 2003 / Esas No : 6428 - Esas Yıl 2003





Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm davalılardan İsmail, Halil, Nihat vekilleri tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: Kadastro sırasında 21 ada 2 ve 23 ada 1 parsel sayılı 2831 ve 2917 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar tapu kayıtlarına dayanılarak davalılar adlarına tespit edilmiş ve 4.3.1992 tarihinde tutanaklar kesinleşmiştir. Tespite itiraz etmeyen davacı Başbakanlık Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü taşınmazların tespitine esas alınan Eylül 1953 gün 22 sıra nolu tapu kaydının sonradan yolsuz tescil yolu ile tesis edildiğinden iptali için dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu parselin önceki tarihli Temmuz 1320 yoklama tarih 18 sıra nolu tapu malikleri adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılardan İsmail, Halil,Nihat vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece işin esasına girilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya içeriğine ve yasa hükümlerine -uygun düşmemektedir. Mahkemenin davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi ve delil toplayabilmesi için öncelikle uyuşmazlığın hallinde görevli olması ve ayrıca taraflarında dava ehliyetine haiz bulunmaları gerekir. Bir davada görev ile dava ehliyetinin karşılaşmaları halinde önceliği görev alır. Dava ehliyetinin olup olmadığı görevli mahkemece inceleme konusu yapılır. Nitekim Hukuk Genel Kurulu'nun 8.5.1957 gün 4/39-32 sayılı kararları da bu yöndedir. Somut olayda taşınmazların kadastro tespitleri 20.8.1991 ve 4.7.1991 tarihlerinde yapılmış olup, 30.12.1991 ila 3.3.1992 tarihlerinde 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesine göre askıya çıkarılmış, süresinde dava açılmadığından tespitler 4.3.1992 tarihinde kesinleşmiştir. Kesinleşen bu tespitlere karşı 1.4.1992 tarihinde dava açıldığına göre davada görevli mahkeme kadastro mahkemesi olmayıp genel mahkemelerdir. Görev konusu kamu düzeniyle ilgili olup mahkemelerce re'sen (kendiliğinden) nazara alınması gerekir. O halde, mahkemece HUMK.nun 27. maddesi uyarınca dava dilekçesinin göre yönünden reddine, kadastro tutanaklarının onaylı birer örneği ile dosyanın görevli Devrek Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, kadastro tutanak asıl ve ekleri ile kararın bir örneğinin gerekli tescil işleminin yapılması için Tapu Sicil Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere işin esası hakkında kesin hüküm oluşturacak biçimde karar verilmiş olması doğru değildir. Davalılardan İsmail, Halil ve Nihat'ın temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine 2.6.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.