MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili; davalı sürücünün kusurlu hareketi nedeniyle meydana gelen kazada müvekkilinin malul kaldığını, ..Asliye Hukuk Mahkemesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak üzre açtıkları 2004/658 E 2009/542 K sayılı kararda 33.605 maddi 5.000 TL manevi tazminata hükmedildiğini, mahkemece yapılan yargılamada ücretinin asgari ücret üzerinden hesaplandığını, geliri asgari ücretten fazla olursa maaşa göre yeniden hesaplanma yapılması gerektiğinin belirtildiğini bu nedenle fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 8000 TL maddi tazminatın davalı şirket bakımından 6.395 TL'den sorumlu olmak üzere davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili; 14.05.2013 tarihinde taleplerini, sigorta şirketinin 6.395TL ile sorumlu olmak kaydı ile 69.430,01 TL olarak ıslah etmiştir.Davalı ...; ek talebin reddini talep etmiştir.Davalı sigorta şirketi vekili; davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 69.430TL maddi tazminatın 6.395 TL sinin tüm davalılardan kaza tarihi olan 23.10.2004 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen, kalan kısmının tamamının davalılar ... ve ...'dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili; 14.05.2013 tarihinde taleplerini, sigorta şirketinin 6.395TL ile sorumlu olmak kaydı ile 69.430,01TL olarak ıslah etmiştir. Mahkemece davacı vekili tarafından ibraz edilen ıslah dilekçesi davalılara tebliğ edilmemiştir. Islah bir usul işlemi olup ıslaha karşı başvurulabilecek haklar tebliğ işlemi ile başlamaktadır. Bu durumda mahkemece davacılar vekili tarafından ibraz edilen ıslah dilekçesinin davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi ve 6100 sayılı HMK'nin 27.maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkının bir sonucu olarak ıslah talebine karşı diyeceklerini bildirme imkanının tanınması gerekirken, ıslah dilekçesi tebliğ edilmeyerek davalıların savunma haklarının kısıtlanması isabetli görülmemiştir.Buna göre somut olayda temyiz eden davalı ... vekili, temyiz itirazlarında ıslah zaman aşımı süresinin dolduğunu iddia etmiştir. Mahkemece, ıslah dilekçesi taraflara tebliğ edilerek, tarafların itirazları değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, savunma hakkı kısıtlanarak yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değil, bozma nedenidir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'ya geri verilmesine 02.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.