Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5272 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 25193 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, davalı şirkete kasko sigortalı, müvekkiline ait aracın 3.kişiye ait araçla çarpışması sonucu hasarlandığını, davalının ihbara rağmen araçlardaki hasarların birbiriyle uyumsuz olduğundan bahisle zararı karşılamadığını belirterek şimdilik 18.000 TL'nın ihbar tarihinden işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin aynı zamanda davacıya ait aracın .. şirketi olduğunu, zarar gören karşı aracın işleteni tarafından aynı olayla ilgili olarak..Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/72 E sayılı dosyasında müvekkili aleyhinde açılan davanın derdest olduğunu, davaların birleştirilmesi gerektiğini, davacının kusur ve zararı ispatlaması gerektiğini, müvekkilince yaptırılan tespit raporunda araçlardaki hasarların uyumsuz olduğunun belirlendiğini, tazminattan sorumlu olmadıklarını, hasar talebinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava, kasko sigorta sözleşmesine dayanılarak sigortalı tarafından davalı sigorta şirketi aleyhine açılan alacak istemine ilişkindir. Davacı aracının 8.8.2008/8.8.2009 vadeli kasko poliçesi ile davacı şirkete kasko sigortası yaptırıldığı ve kaskolu araçtaki hasarın poliçe yürürlük süresi içinde 14.12.2008 tarihinde meydana geldiği uyuşmazlık konusu değildir. Mal sigortaları türünden olan kasko sigorta poliçesinin teminat kapsamını belirleyen A/1.maddesine göre, gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya araç kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketle bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3.kişilerin kötü niyet ve muziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan TTK'nun 1410.maddesi uyarınca, sigortacı, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı yasanın 1409.maddesi hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. İlkeler yukarıda anlaşılan şekilde olmakla birlikte sigortalı Kasko Sigortası Genel Şartlarının 1.5 maddesi ve TTK'nun 1146.maddesi uyarınca, rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan rizikonun teminat içinde imiş gibi ihbar ederse ispat külfeti yer değiştirip, oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat külfesi sigortalıya geçer.Bu ilkeler doğrultusunda, somut olaya baktığımızda; sigortalı araç dava dışı Levent Ateş yönetiminde iken 14.12.2008 tarihinde saat 20.30 sıralarında, 3.kişiye ait önünde seyreden ve virajda yavaşlayan aracın arkasından çarpmış, 3.kişiye ait araç çarpmanın etkisiyle savrularak mezarlık duvarına ve bahçe kapısına çarparak hasarlanmıştır. Dava dışı sürücüler arasında maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı düzenlenmiş; sürücüler ile davacı aracının sürücüsünün yanında olan Cenk Türkçe olayı ve oluş şeklini doğrulamışlardır. Davalı tarafça sair araştırma şirketine yaptırılan araştırma sonucu düzenlenen raporda; mezarlık kapısının değiştirildiği, duvarında çarpma izlerinin olduğu, ifadelerin birbirini teyit ettiği, kazanın ihbar edilen yerde ve şekilde olduğu kanaati oluştuğu belirtilmiştir. Araçların siyah-beyaz hasarlı fotoğrafları dosyada mevcuttur. Davalı şirket aynı zamanda davacının .. şirketi olduğundan, zarar gören 3.kişiye ait araçla ilgili ekspertiz raporu da düzenlenmiştir. Davacıya ait araçla ilgili düzenlenen eksper raporunda hasarın oluşla uyumlu olduğu, aracın pertinin uygun görüldüğü belirtilmiştir. Davalı şirket tarafından yaptırılan tespit sonucu düzenlenen raporda; renkli fotoğraflar üzerinde yapılan incelemede, 3.kişiye ait aracın ön tamponundaki hasarın oluşla uygun olmadığı, davacı aracının ön motor kaputunda darbe olduğu, ön tamponunda belirgin hasar olmadığı, kamyon gibi bir araç çarpılması halinde önde bu şekilde hasar olacağı, hasarların ayrı ayrı kazalarda meydana geldiği bildirilmiş; davalı bu nedenle zararı ödememiştir. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde; karşı aracın öncesinde ağır hasarlı kazaya karıştığı, çıkma ve yan sanayi parçalarla, kötü işçilikte onarıldığı belirtildikten sonra araçlar karıştırılarak davacı aracı ön kısmıyla duvara çarpmış, arkasından bir başka araç çarpılmış gibi rapor düzenlenmiş, davacı aracının pertinin uygun olduğu belirtilmiştir. Davalı tarafın itirazı üzerine, alınan ek raporda ise; karşı aracın, davalı sigorta şirketi aleyhine...Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/72 E sayılı dosyasında açılan dava sırasında alınan bilirkişi raporundan bahsedilerek, orada hasarların uyumsuz olduğu belirtildi, araçlardaki hasarlar uyumlu değil şeklinde görüş bildirilmiştir. Davacı vekili, müvekkilinin aracında bir kısım hasarlar kazadan önce varken, ana hasarın bu kaza sonucu olduğunu beyan etmiştir. Mahkemece, ek rapora dayanılarak davanın reddine karar verilmiştir.Tüm dosya kapsamına göre, davacı aracı ile 3.kişiye ait araç arasında olay tarihinde kazanın meydana geldiği, araçların kaza sonucu hasarlandığı sabittir. Bu hususlar sair araştırma raporu ile ekspertiz raporunda da sabittir. Tutanağın aksi aynı kuvvette delillerle ispatlanamamıştır. Sürücü ve tanık beyanları da oluşu doğrulamıştır. Soyut gerekçelerle, araçlardaki hasarların uyumlu olmadığı kabul edilemez. Kazanın oluş şekline göre, her kazada aynı hasarların meydana gelmesi mutlak anlamda beklenemez. Araçların hızı, çarpma noktaları, çarpma sebebiyle savrularak başka cisimlere çarpmaları, sonucu araçların özellikleri de gözetildiğinde, teknik olarak açıklanamayan hasarlar da oluşabilir. Rizikonun ihbar edilenden farklı şekilde gerçekleştiğini, ispat külfeti davalı sigortacıdadır. İspat külfeti sigortacı da olmakla, sigortacı rizikonun ihbar edilenden farklı şekilde oluştuğunu, ve bu oluş şekline göre aracın, sigorta teminatı dışında başka şekilde hasarlandığını soyut iddialarla değil somut delillerle kanıtlamalıdır. Dosya kapsamına göre hasarın teminat kapsamında bulunduğu, davalının aksini somut delillerle kanıtlayamadığı sabit olduğu gibi davacı sigortalının ve dava dışı sürücünün kasten ve iyiniyet kurallarına aykırı olarak rizikonun gerçekleşme şeklini bildirdiği de kanıtlanamamıştır.Bu durumda mahkemece, davacı aracında meydana gelen hasarın kasko sigorta poliçesi teminatı kapsamında kaldığının, aksinin ispat külfeti kendisinde olan davalı sigortacı tarafından kanıtlanamadığının kabulü ile davacı vekilinin beyanları da gözönünde bulundurularak, davacı aracının davaya konu rizikodan önce karıştığı kazalara dair tüm belgeler getirtilip, bu kazaya ilişkin renkli hasar fotoğrafları da temin edilerek, önceki bilirkişi dışında, hasar konusunda uzman.. veya ..Genel Müdürlüğü fen heyetinden seçilecek bilirkişi kurulundan 14.12.2008 tarihli kaza sonucu davacı aracında oluşan hasarın tespiti hususunda (bu kazada oluşmayacak hasarlar ayrılarak) ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli, önceki raporların da hasar hususunda irdelendiği bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 2.4.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.