Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5195 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 18872 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı alacaklı vekili, davalı borçlular hakkında takip başlatıldığını, borçluların alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı ve haklarındaki takipleri sonuçsuz bırakmak için dava konusu taşınmazları davalılara devrettiğini, bu tasarrufların iptaline karar verilmesini istemiştir.Davalı ... ve ... vekili, müvekkillleri hakkında aciz belgesinin olmadığı, tasarrufun borcun doğumundan önce yapıldığı ve muvazaanın olmadığından haksız açılan davanın reddine savunmuştur.Davalı ... ve ... vekili, müvekkillerinin borçluları tanımadıklarını, dava konusu taşınmazı raiç bedel üzerinden satın aldığını belirterek davanın reddini istemiştir.Davalı ... vekili de aynı yönde beyanla davanın reddini talep etmiştir.Davalı ..., duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.Mahkemece, İİK'nun 278.maddesi uyarınca acizden önceki 2 seneyi geçen tasarrufların iptale tabi olmadığını, davacının aciz belgesi olarak sunduğu haciz tutanağının 18.03.2011 tarihli olup taşınmazların devri 07.01.2009 ve 19.02.2009 tarihinde yapıldığından, iptali istenilen tasarruflar aciz tarihinden 2 sene önce yapıldığından ve yine bedeller arasında fahiş fark olmakla birlikte tanık beyanlarına göre 2009 yılında aşırı sıcaklık ve kuraklık nedeni ile değerinin altında satışların yapıldığı, tarafların akraba ve arkadaş olmadıkları, borçluların alacaklılarını ızrar kastını bildikleri ispatlanamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.1.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına dava konusu 303 parsellin davalılar ... ve ...'e yapılan satışlarının, anılan davalıların borçlunun mali durumunu bildiği veya bilebilecek şahıslardan olduğu ispatlanmadığı gibi taşınmazın satış bedeli ile raiç bedeli arasında üzerindeki ipotek ile birlikte fahiş fark bulunmaması nedeni ile davacı alacaklı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2.İİK’nın 278. maddesinde düzenlenen iptal nedenleri için açıklanan haciz veya aciz yahut iflastan evvelki iki senelik süre bu maddede öngörülen akrabalık ve bedel farkından dolayı iptal ile borçlunun kendisine yahut üçüncü bir şahıs menfaatine kaydı hayat şartiyle irat ve intifa hakkı tesis ettiği akitler ve ölünceye kadar bakma akitleri için belirlenen süre olup İİK’nın 280. maddesinde sayılan iptal nedenleri için uygulanmaz. 280. maddede sayılan iptal nedenleri için 5 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açılması mümkündür.Tasarrufun iptali davalarında borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi mahkeme bununla bağlı olmayıp diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı)Somut olayda, dava konusu 3423 ve 3904 parsel sayılı taşınmazların tapudaki satış bedelleri ile rayiç (gerçek) bedelleri arasında fahiş fark bulunmakla birlikte 2 yıllık süre geçmiş olduğundan İİK'nin 278/3-2.maddesi gereğince iptali mümkün değildir. Ancak 2 yıllık sürenin aşılmış olması tek başına iptal talebinin reddini gerektirmez. 3423 ve 3904 nolu parselleri satan borçlu ... ile bu parselleri satın alan ... ve ... nüfusuna kayıtlı olup ... ve ... aynı yerde oturduklarından,İİK.md.280 şartlarının değerlendirilmesi gerekir.O halde mahkemece, davalı ... ve ..'in borçlunun alacaklıdan mal kaçırma ya da alacaklıyı zarar kastını bildiği veya bilebilecek durumda olduğunun değerlendirlerek İİK'nun 280.madde kapsamında 5 yıllık süreye tabi olduğu dikkate alınarak karar vermesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi isabetli değildir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 31/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.