Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5063 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 2487 - Esas Yıl 2015





Davacı ... ile davalılar .... ve ... arasındaki dava hakkında .... Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 21/03/2013 gün ve 2010/496 E. ve 2013/33 K. sayılı hükmün Dairenin 28/01/2014 gün ve 2013/3188 Esas ve 2014/809 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:- K A R A R -Davacı vekili, davalı ....nin müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcunu karşılayacak haczi kabil malının bulunmadığını, ancak alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla kendisine ait olan taşınmazı diğer davalıya sattığını öne sürerek satış işlemlerine ilişkin tasarrufun iptalini talep etmiştir.Davalı ... vekili alacağın gerçek olmadığını, taşınmazı gerçekten satın aldığını savunarak davanın reddini istemiş, diğer davalı ise satışın inanca dayalı olarak yapıldığını savunmuştur.Mahkemece ivazlar arasında fahiş fark bulunması ve borçtan kaçınmak amacı ile satış yapılması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dairemizin 28/01/2014 gün ve 2013/3188 Esas ve 2014/809 Karar sayılı ilamı ile davanın, İİK.nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olup, bu tür davaları elinde kat'i (İİK.nun 143.md) ya da geçici (İİK.nun 105.md) aciz belgesi bulunan alacaklılarca açabileceği, bu hususun davanın görülebilme koşulu olup mahkemece re'sen (kendiliğinden) gözönüne alınması gerektiği, aciz belgesinin dava açılmadan, dava açıldıktan sonra veya temyiz aşamasından ve hatta hükmün Yargıtay'ca onanmasından veya bozulmasından sonra bile sunulma olanağı olduğu, somut olayda davacı tarafından dosyaya kesin aciz belgesi sunulmadığı, dayanak icra takip dosyasında 03.11.2010 tarihinde menkul haczi için gidilen adreste borçlunun adresten ayrılmış olduğu bildirilmek suretiyle haciz tutanağı düzenlendiği, borçlu şirketin ticaret sicilindeki resmi adresi araştırılmadan ve ticaret sicil kaydındaki adresinde haciz işlemi yapılmadan bu haciz tutanağının geçici aciz vesikası niteliğinde olmadığı, usulüne uygun şekilde düzenlenmiş kesin aciz vesikası veya geçici aciz vesikası niteliğinde haciz tutanağı ibraz edilmemesi nedeniyle davanın ön şarı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğine işaret edilmiştir. Davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. Bozma sonrasında borçlunun ticaret sicilinde kayıtlı adresinde yapılan hacizde de alacağı karşılayacak mal bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda bozma ilamında belirtilen eksikliğin de giderildiği nazara alınarak davalı borçlunun aciz halinin gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Açıklanan durum karşısında dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davalı 3. kişinin borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olduğunun anlaşılması nedeniyle tasarrufun iptali gerekeceğine (İİK. 280/I) ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre Dairemiz ilamının kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün yukarıdaki açıklamalar ışığında onanması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 28/01/2014 gün ve 2013/3188 Esas ve 2014/809 Karar sayılı ilamının kaldırılarak mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 18.020,82 TL kalan onama harcının davalı ...'den alınmasına, istek halinde tashihi karar peşin harcının davacıya geri verilmesine, 30/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.