MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 13. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 28/06/2012NUMARASI : 2010/411-2012/796Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı 3.kişi vekili, Kadıköy 7.İcra Müdürlüğü'nün 2010/10671 sayılı takip dosyasından 5.5.2010 tarihinde haczedilen menkullerin müvekkiline ait olduğunu, haczin müvekkilinin işyerinde yapıldığını ileri sürerek haczin kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı alacaklı vekili, davacı 3.kişi ile borçlu arasında muvazaalı işlemler ve akrabalık ilişkisi bulunduğunu, haciz adresinde borçlunun faaliyet gösterdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece haciz adresinde daha önce borçlu faaliyet göstermiş ise de borçlunun adresi 25.9.2009 tarihinde terk ettiği, takip konusu çekin ise 28.2.2010 tarihli olduğu, davacı 3.kişi ve borçlu arasında organik bağ bulunmadığı, eski işyerinde borçluya ait kartvizit bulunmasının mülkiyeti belirleyici olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.Dava, 3.kişinin İİK'nun 96 vd maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir.Dava konusu haciz 5.5.2010 tarihinde, takip talebinde yazılı olan adreste yapılmıştır. Haciz mahallinde borçluya ait kartvizit ve borçlu ünvanını taşıyan 4.5.2010 tarihli sevk irsaliyesi bulunmuştur. Ayrıca haciz adresi borçlunun daha önce faaliyet gösterdiği adrestir. Bu halde İİK'nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır. Karine aksinin davacı 3.kişi tarafından güçlü ve inandırıcı delillerle ispat edilmesi gerekir. Davacının dayandığı hiç bir ayırt edici özelliği bulunmayan, her zaman temin edilebilecek faturalar ile adi nitelikli kira sözleşmesi karine aksini ispata yeterli olmadığı gibi davacı ve borçlu şirket ortaklarının soyisimlerinin aynı olduğu, borçlu şirketin haciz adresinde faal iken 25.9.2009 günlü karar ile 1.10.2009 tarihinde başka bir adrese taşındığı, 3.kişi şirketinde yine 25.9.2009 günlü karar ile 1.10.2009 tarihinde haciz adresinde şube işyeri açtığı, aralarında organik bağ ve muvazaalı ilişki bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 3.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.