MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R-Davacı vekili, davalı ... hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığını ve hakkındaki takibi sonuçsuz bırakmak için dava konusu taşınmazları muvazaalı olarak diğer davalı kardeşi ... devrettiğini belirterek, bu muvazaalı işlemin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, mal kaçırma kasıtlarının bulunmadığını, taşınmazların davalı ... tarafından bedeli ödenerek alındığını, ancak kendisinin İstanbul'da olması nedeniyle davalı ... üzerine tescil edildiğini, daha sonra ...'un ...ye gelerek taşınmazları kendi adına tapuda tescil ettirdiğini, devir tarihinin icra takip tarihinden önce olduğunu, dolayısıyla alacaklının zarara uğratılması amacının bulunmadığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, davalılar arasındaki devir işleminin icra takibinden çok önce yapıldığı ve zarar verme kastının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise, İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır. Mahkemece davanın yazılı gerekçeyle reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Dava koşulları yönünden dosya incelendiğinde; tasarruf tarihinin 07.10.2010 tarihi olduğu, ... İcra Müdürlüğünün 2011/899 Esas sayılı takip dosyasında, “17.02.2010 ... İcra Müdürlüğünün 2009/1882 Esas sayılı dosyasına kefillik borcundan dolayı kesilen maaş kesintilerinin rücuen tahsilinden kaynaklanan alacak” şeklinde borcun sebebinin belirtildiği anlaşılmakla, bu durumda mahkemece sözkonusu icra dosyasının getirtilmesi, gerektiğinde bu hususta davacı tarafa delillerini ibraz etmesi için süre verilmesi, borcun tasarruf tarihinden önce doğduğunun anlaşılması halinde davada İİK.nın 278/III-1 ve 280/1-2 maddelerinin uygulama yeri olup olmadığının irdelenmesi, bundan sonra toplanan ve toplanacak olan tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 16/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.