Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 483 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5735 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :..........Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, davalının zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın davacının yolcu olarak bulunduğu motorsiklete çarpmasıyla oluşan kazada davacının yaralandığını, karşı araç sürücüsünün kazada asli kusurlu olduğunu ve ....... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2007/550 E. Sayılı dosyasında mahkumiyetine karar verildiğini, davacının yaralanması için davalıya sunulan sağlık raporuna rağmen davalının maluliyet oranında düşürmeye giderek eksik tazminat ödediğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL. işgöremezlik tazminatının davalıya başvuru tarihinden itibaren temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; yargılamanın devamı sırasında 27.01.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 22.110,33 TL. artırarak 32.110,33 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili, davacının yaralandığı kazaya karışan aracın zorunlu trafik sigortacısı olduklarını, davacının şirketlerine başvurusu üzerine 11.12.2009 tarihinde davacıya 11.691,56 TL. ödeme yaptıklarını, davacıda kaza nedeniyle oluşan maluliyetin Yönetmelik hükümlerine göre % 4 olduğunu, sigortalılarının kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlı olarak davacı zararından sorumlu olduklarını, davacının kaza tarihinden faiz isteyemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, yargılamanın devamı sırasında davalının yaptığı ödeme nedeniyle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalının yaptığı ödemenin davacı tarafça yapılan yargılama giderleri ile davacı yan vekalet ücretini de karşılaması nedeniyle bu yönlerden davacı lehine hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz olunmuştur.Dava, trafik kazası nedeniyle oluşan sürekli işgöremezlik tazminatı istemine ilişkindir.1-Davacı taraf, dava dilekçesi ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000,00 TL. tazminatın davalının temerrüt tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; bilirkişi raporu ile tazminat miktarı 32.110,33 TL. olarak saptandıktan sonra talebini ıslah ederek bu miktarın davalıdan tahsilini talep etmiş; ancak ıslah dilekçesinde ıslah edilen kısım için ayrıca faiz talebinde bulunmamıştır. Davalı taraf ise, davacının ıslah dilekçesinde faiz isteminde bulunmamış olması nedeniyle, ıslah edilen kısım için faiz isteminde bulunamayacağı gerekçesiyle ve kendileri tarafından yapılan hesaplamaya göre davacının talep edebileceği toplam miktarın da üstünde olacak şekilde 43.657,03 TL. ödediklerini beyan etmiş ve ödeme dekontunu sunmuştur. Yerel mahkeme tarafından, davalı tarafın anılan beyanı ve ödeme yaptığına ilişkin sunulan dekont göz önünde bulundurularak davanın konusuz kaldığı sonucuna varılarak karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm tesis edilmiştir.Yargılamanın devamı sırasında 04.02.2014 tarihinde, davalının davacıya toplam 43.657,03 TL'yi banka kanalıyla ödediği konusunda herhangi bir ihtilaf yoktur. Davalının yaptığı ödemeye ilişkin ayrıntılı beyanını içerir dilekçesi incelendiğinde; dava açılırken talep olunan 10.000,00 TL. ile bu miktara işletilecek faiz olarak 3.840,00 TL. ve ıslah ile artırılan 22.110,33 TL, davalının kendi hesabıyla belirlediği vekalet ücreti ve yargılama giderleri karşılığı toplamının 40.782,43 TL. olduğu; bu miktarı da aşacak şekilde 43.657,03 TL. ödendiğinin bildirildiği görülmektedir. Davalının ödeme yaptığı miktarı belirlerken, ıslah yoluyla artırılan kısım için işletilecek faiz miktarını hesaba dahil etmediği görülmektedir. Oysa Dairemiz'in 30.04.2012 tarih-2012/4299 Esas-2012/5391 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak alacağın faiziyle birlikte tahsili talep edildiği, davacının faiz isteminin ıslâh ile artırılan kısmı da kapsayacağı ve ıslâh dilekçesinde ayrıca belirtilmesinin gerekmeyeceği dikkate alınarak, davalının ıslah edilen kısım için de temerrüt faizinden sorumlu olacağı gözetilmek suretiyle davalının yaptığı ödemenin değerlendirilmesi gerekmektedir. Davalının yaptığı ödeme miktarının, davaya konu edilen toplam tazminat miktarı olan 32.110,33 TL'yi ziyadesiyle karşıladığı gözetildiğinde; mahkemece, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön yoktur. Ancak davacının hak sahibi olduğu tespit edilen bu tazminat miktarına işletilecek faizin belirlenmesi sırasında, yukarıda ifade olunan sebeplerle ıslah yoluyla artırılan kısım için de davalının temerrüt faizi sorumluluğunun bulunduğu hususu gözetilerek, ıslah olunan kısım yönünden davalının temerrüt faizi sorumluluğuna hükmolunmayışı hatalı olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,18.1.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.