Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 481 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 25198 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R- Davacı vekili, müvekkiline zorunlu mali mesuliyet sigorta sözleşmesi ile sigortalı, davalıya ait aracın dava dışı üçüncü kişinin aracıyla çarpışması sonucu dava dışı araçta meydana gelen hasar bedelini anılan aracın hak sahiplerine ödediklerini belirtip, kaza sırasında sigortalı araç sürücüsünün alkollü ve ehliyetsiz olması nedeniyle dava dışı aracın hasarı için ödenen 2.518,00 TL’nin 01.11.2013 ödeme tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, araç sahibi olduğunu, araç sürücüsü olan eşinin içki aldığını bildirmiştir. Mahkemece tüm dosya kapsamına göre uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kaldığı belirtilerek davaya bakmaya Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, zorunlu mali sorumluluk sigortacısı tarafından zarar görene ödenen tazminatın davalı sigortalıdan rücuen tazmini istemine ilişkindir. 28.11.2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanun'un kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun'un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır. 6502 sayılı TKHK'nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun'un 83. maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. 6502 sayılı TKHK'nın “Geçiş Hükümleri” başlıklı geçici maddenin 1. fıkrası ise “bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam eder” hükmünü içermektedir. Dava konusu olayda, davacı trafik sigortacısı tarafından zarar gören dava dışı üçüncü kişiye ödenen bedelin, sigortalı araç sürücüsünün kaza sırasında alkollü olması nedeniyle davalı sigortalıdan rücuen tahsili istenmekte olup, dava 28.04.2014 günü, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun yürürlüğe girmeden önce açıldığından davanın bu kanun yürürlüğe girmeden önce açılmış olduğu Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmeye devam edilerek esasa girilip tarafların delillerinin toplanması iddia ve savunmalarının değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 19.1.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.