Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4801 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 18871 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı ... vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 24.03.2015 Salı günü davacı vekili Av. ... ile davalı ... geldiler. Diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili ve davalı ... dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R-Davacı vekili, davalı borçlu ...'in alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı iki taşınmazı eşit hisselerle 29.1.2007 tarihinde çocukları davalılar ... ile ...'a, onların da dava konusu 4 nolu bağımsız bölümü 21.3.2008 tarihinde dahili davalı ...'a, 6 nolu bağımsız bölümü de 5.6.2007 tarihinde dahili davalı ...'a sattığını, davalı ...'in davalı ...'nın iş ortağı olduğunu belirterek davalılar arasındaki muvazaalı satış işlemlerinin iptali ile taşınmazların davalı borçlu ... adına tesciline, dahili davalılar hakkındaki davanın kabul edilmemesi halinde davalılar ... ve ...'ın tazminatla sorumluluğuna karar verilmesini talep etmiştir.Davalı borçlu ... 25.2.2010 tarihli duruşmada dava konusu taşınmazların davalı çocukları tarafından kendisinden zorla alındığını, bedel ödemediklerini belirtmiştir.Davalı ..., borçlunun aciz halinde olmadığını dava konusu taşınmazları 41.184 TL bedelle aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Davalı ..., borçlunun aciz halinde olmadığını, tasarrufun borçtan önce yapıldığını, taşınmazlar için 41.184 TL ödediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.Dahili davalı ... vekili, dava konusu taşınmazı iyiniyetli 4.kişi olarak aldıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.Dahili davalı ..., bir süre davalı ...'nın yanında sigortalı avukat olarak çalıştığını, ancak daha sonra bürolarını ayırdığını taşınmazı iyiniyetle aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma toplanan delillere göre, dahili davalılar ... ve ...'ın kötüniyetli oldukları ispatlanamadığından aleyhlerine açılan davanın reddine, davalı borçlu tarafından çocukları ... ve ...'a satılan taşınmazlar yönünden 29.1.2007 tarihli tasarrufun bağış hükmünde olması nedeniyle İİK 278/ 1 madde gereğince iptaline, ancak taşınmazlar ... ve ... tarafından 3.kişilere satıldığından takip konusu alacak ve eklentilerinin ulaştığı miktar ile sınırlı olmak üzere davalılar ... ve ...'ın mal varlıkları üzerinden alacağını tahsil etmesi için davacıya hak ve yetki verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere delillerin takdirinde bir isabetsiz bulunmamasına, takip konusu borcun iptali istenen tasarruflardan önce 1998 tarihli sözleşmeden doğmuş olmasına, borçlunun çocukları davalı ... ve ...'a yaptığı dava konusu satışların bedel farkı ve iyiniyete bakılmaksızın İİK 278/3-1 maddesi gereğince, davalı çocukların borçlu babalarının durumunu ve amacını bilebilecek durumda olmaları nedeniyle İİK'nun 280/1.madde gereğince iptale tabi bulunmasına göre davalı ...'ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-İİK’nun 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs, tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı (alacak kati aciz belgesine bağlanmış ise aciz belgesindeki miktarla) ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir.Somut olayda Mahkemece davalı 4.kişiler ... ve ...'ın kötüniyetli olduğu olduğu ispatlamadığından haklarındaki davanın reddine, takip konusu alacak ve eklentilerinin ulaştığı miktar ile sınırlı olmak üzere davalılar ... ve ...'ın mal varlıkları üzerinden alacağını tahsil etmesi için davacıya hak ve yetki verilmesine karar verilmiş ise de davalı 3.kişiler ... ve ... 'ın sorumlu olduğu miktar 12.11.2009 tarihli aciz belgesinde belirtilen miktarla sınırlı olarak, dava konusu taşınmazları elden çıkardıkları tarihteki değeri olan 4 nolu bağımsız bölüm yönünden 62 000 TL (dava konusu taşınmaz davalı 3 kişilere eşit oranda satıldığından ... 31.000 TL, ... 31.000 TL olmak üzere), 6 nolu bağımsız bölüm yönünden ise 45 000 TL ile sınırlı olarak (dava konusu taşınmaz davalı 3 kişilere eşit oranda satıldığından ... 22.500 TL ... 22.500 TL olmak üzere veya her iki taşınmaz yönünden de Davalı ... 53.500 TL., ... 53 500 TL ile sınırlı olmak üzere) nakten tazminatla sorumluluklarına karar verilmesi gerekirken tazminat miktarının hükümde belirtilmemesi hükmün infaz kabiliyetini kısıtladığından ve tereddüte neden olduğundan isabetli görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ...'ın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle adı geçen davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı ... yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'a geri verilmesine 24.3.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.