MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı- davalılar ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-2005/339 Esas sayılı asıl davada; davacı ... vekili; davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın sürücüsünün kusurlu olarak müvekkilinin işleteni olduğu araca çarpması sonucu 10.10.2004 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, müvekkilinin aracının hasarlandığını, hasar bedelinin müvekkilinin kasko sigortacısı tarafından ödendiğini, ancak araçta değer kaybı oluştuğunu ve ticari olarak kullanılan aracın tamir süresince kullanılamaması nedeniyle kazanç kaybı oluştuğunu belirterek, 15.000 TL değer ve 6.280 TL kazanç kaybı bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesin talep etmiştir.Birleştirilen 2006/438 Esas sayılı davada; davacı ... ve ... vekili; davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın müvekkillerinin yolcu olarak bulundukları araca çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında, müvekkillerinin yaralandığını belirterek, ... için 20.000 TL maddi tazminat ile 1.000 TL tedavi giderinin, ... için 4.000 TL maddi tazminat ile 2.000 TL tedavi giderinin tüm davalılardan; her iki davacı için ayrı ayrı 15.000'er TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Birleştirilen 2006/538 Esas sayılı davada; davacı sigorta şirketi vekili; müvekkili nezdinde kasko sigortalı araca davalının işleteni ve sürücüsü olduğu aracın çarpması sonucu hasarlandığını, kazanın oluşumunda davalı sürücünün%80 kusurlu olduğunu, sigortalısına 36.430 TL hasar tazminatı ödediğini, 2.750 TL'nin davalının sigortacısından tahsil edildiğini belirterek, bakiye 26.394 TL'nin 31.12.2004 ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili; müvekkiline isnat edilen kusur oranını kabul etmediklerini, maddi tazminat istemlerinin fahiş olduğunu öne sürerek, davanın reddini savunmuştur.Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir. Mahkemece; bilirkişi raporu benimsenerek, 2005/339 E sayılı asıl davada; davanın kısmen kabulüne; 7.500 TL değer kaybı, 1.785 TL kazanç kaybı bedelinin davalı ... ve ...'den tahsiline; 2006/538 Esas sayılı birleşen davada; davanın kısmen kabulüne; 24.572,50 TL'nin davalı ...'dan 31.12.2004 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline; 2006/438 Esas sayılı birleşen davada; davanın kısmen kabulüne, davacı ... için 106,07 TL, davacı ... için 467 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı ..., ... ve ... Şirketinden; ... için 100 TL, ... için 900 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı ... ve ...'den müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı- davalılar ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davalar yönünden davacı-davalılar ..., ... ve ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-2005/339 Esas sayılı asıl dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, ... aleyhine hüküm kurulmuşsa da, dosya kapsamından, gerçekte böyle bir şahsın olmadığı, kaza tutanağında ...'ın sürücüsü olduğu aracın taşıt sahibi olarak ... adının yazıldığı, ancak aracın 22.12.2000 tarihinden itibaren kaza tarihine kadar davacı ... adına kayıtlı ve ...'ın baba adının Osman, doğum yerinin Kirten olması karşısında, kaza tutanağında yapılan hataya dayalı olarak dava açıldığı anlaşılmaktadır.Bu itibarla, mahkemece, davada taraf olmayan kişi yönünden hüküm kurulması isabetli olmamıştır.3-Davalı zarar veren, kendisine izafe edilen kusur oranına göre, davacı aracında meydana gelen gerçek zarardan sorumludur.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalı sürücü ...'ın kazada %75, davacı ...'ın %25 oranında kusurlu oldukları, davacı aracında 7.500 TL değer kaybı ve 1.785 TL kazanç kaybı zararı olduğu tespit edilmiş, değer ve kazanç kaybı zararından kusur indirimi yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece, davacı ...'e izafe edilen %25 kusur oranında indirim yapılarak karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde bilirkişi raporundaki değer ve kazanç kaybı zararının tamamına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.4-2005/339 Esas sayılı asıl davada; mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, ancak reddedilen kısım yönünden kendisini vekille temsil ettiren davalı ... lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi de doğru olmamıştır.5-Birleştirilen 2006/438 Esas sayılı dava; trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, TMK.'nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı ... ve ... için takdir olunan manevi tazminatların düşük olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.6-Birleştirilen 2006/438 Esas sayılı davada, davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olduğundan, her bir davacı yönünden kabul edilen tazminat tutarı dikkate alınarak ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru olmamıştır.7-Birleştirilen 2006/538 Esas sayılı dava; kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. TTK'nun 1301. (6102 sayılı TTK. md. 1472) maddesi uyarınca sigortalısına ödeme yapan sigorta şirketi, ödediği tazminatın zarar sorumlularından rücuen tahsilini talep edebilir, ne var ki rücuen talep edilebilecek tazminat tutarı ancak sigortalının gerçek zararı kadar olabilir.Somut olayda, 4.2.2009 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda hesaplanan 36.430 TL hasar bedelinden kusur indirimi ve sigorta ödemesi mahsup edilerek karar verilmişse de, Adli Tıp Kurumu raporunda hurda geliri olarak belirlenen 500 TL mahsup edilmeksizin karar verilmesi isabetli olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı- davalılar ..., ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2),(3),(4),(5),(6) ve (7) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı- davalılar ..., ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı-davalılar ..., ... ve ...'a geri verilmesine, 24.3.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.