Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 476 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 22766 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 24.01.2017 Salı günü davacı vekili Av. .... geldi. Davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.-K A R A R-Başvuru sahibi Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurusunda; müvekkiline ait olup davalı tarafından kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan aracın tek taraflı kaza sonucunda hasarlandığını, davalı tarafından ödeme yapılmadığını belirterek araç hasarı, tespit masrafı, çekici ücreti, bilirkişi ücreti ve MTV den oluşan toplam 78.707 TL nin taraflarına ödenmesini talep etmiştir.Davalı ... şirketi vekili, kazanın belirtilen yerde ve şekilde olmadığını, hasarın teminat dışı olduğunu, savunmuştur.Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, 20.06.2014 tarih ve 2014/655.14 E., 2014/1153 K sayılı kararla başvurunun reddine karar verilmiştir.Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince itiraz üzerine verilen 20.08.2014 tarih ve 2014/İHK-529 sayılı kararla; itirazın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, Kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.Mal sigortası türünden olan kasko sigorta sözleşmeleri gerek kuruluşlarında gerek devamı sırasında ve gerekse rizikonun gerçekleşmesi aşamasındaki ihbar yükümlülükleri bakımından iyi niyet esasına dayalı sözleşme türlerindedir.Kasko Sigortası Genel Şartlarının A/1 maddesine göre gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi yuvarlanması gibi kazalar ile 3. kişilerin kötü niyet ve muziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminatı kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan TTK.nun 1282. maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi, aynı Yasanın 1281. maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir.Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte, sigortalı, Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.1.5. maddesi ve Türk Ticaret Kanunu’nun 1292/3. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.(HGK 10.12.1997 gün ve 1997/11-772-1043; HGK 16.12.1998 gün ve 1998/11-872-905; HGK 22.12.2010 gün ve 2010/17-655-688 sayılı ilamları)Uyuşmazlık, rizikonun belirtilen şekilde meydana gelip gelmediği, dolayısıyla rizikonun teminat dışı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Somut olayda, davacı kendisine ait olup davalıya kasko sigortalı aracın tek taraflı kaza sonucu hasarlandığını belirtip, hasar bedeli, çekici ücreti, MTV, tespit ve bilirkişi ücreti olan toplam 78.707 TL nin davalıdan tahsilini talep etmiş, davalı vekili kazanın oluş şekli ile hasar yerlerinin uyumsuz olduğunu, kazanın başka bir şekilde gerçekleştiği şüphesi oluştuğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece hasar ve kazanın uyumsuz olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, davalı tarafından kazanın teminat dahilinde olmadığı ileri sürüldüğünden olaydaki ispat külfeti mevcut durumun aksini iddia eden sigortacı üzerinde bulunmaktadır. Davalı sigortacı bu savunmasını soyut iddialarla değil, somut delillerle kanıtlamalıdır. Dosya içerisinde ispat yükünün değiştiğine dair somut bir delil bulunmamaktadır. Olay yerinde düzenlenmiş trafik kazası tespit tutanağı ve kaza anında araçta bulunduğu iddia edilen ...'in ve kaza yerine yakın konumdaki sitenin güvenlik görevlisinin kazanın anılan yerde olduğuna dair beyanları mevcut olup kaza tespit tutanağının sahteliği ve görgü şahitlerinin beyanlarının aksi somut delillerle ispat edilmiş değildir.Bu durumda mahkemece, davacının gerçek zararı saptanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.480,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 24/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.