Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4757 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16518 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-KARAR- Davacı vekili, müvekkilinin davalının zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu araçta yolcu iken gerçekleşen tek taraflı kazada yaralanarak maluliyete uğradığını ileri sürerek ıslahla birlikte 133.189,84 TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin sorumluluğunun aracın zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortasından sonra başlayacağını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 133.389,84 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dava, zorunlu mali mesuliyet sigortacısına karşı açılmış olmakla davalı vekilinin mahkemenin görevli olmadığına ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava, otobüste gerçekleşen tek taraflı kazada yaralanan yolcu tarafından, aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısına karşı açılmış maddi tazminat davasıdır.Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun “Sorumluluk ve Sigorta” başlıklı bölümünde düzenlenmiş olup; Kanunun 17.maddesinde: “Şehirlerarası ve Uluslararası yolcu taşımacıları, duraklamalar dahil olmak üzere kalkış noktasından, varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelecek bir kaza nedeniyle yolcunun ölümü, yaralanması ya da eşyanın zarara uğramasından dolayı sorumludurlar” açıklaması yapıldıktan sonra, 18.maddesinde: “Taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Kanunun 17 nci maddesinden doğan sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadırlar” denilmiştir. Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'nın "Tazminat Ödemesinde Öncelikli Sigorta" başlığını taşıyan B.8. maddesinde ise; "Meydana gelen zarar öncelikle bu sigortadan karşılanır. Sigorta sözleşmesinin hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için; sırasıyla 13/10/1983 tarih ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre yapılması zorunlu olan mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur. " denilmektedir. Buna göre taşıma ilişkisinde, taşımacılık mali sorumluluk sigortası, mali sorumluluk sigortası ve ihtiyari mali sorumluluk sigortası arasında sıralı sorumluluk ilişkisi kabul edilmiştir. Somut olayda, davacı servis otobüsünde yolcu olarak taşınmakta iken davaya konu kaza meydana gelmiştir. Kaza yapan aracın taşımacılık mali sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğu bulunduğu hususunda bir tereddüt yoktur. Davalı ise aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısıdır. Kaza tarihi itibariyle bedeni zararlarda taşımacılık mali sorumluluk sigortası kişi başına limiti 225.000 TL olup, mahkemece 133.389,34 TL'ye hükmedilmiştir. Yukarıda izah edilen sıralı sorumluluk esasına göre, davalı zorunlu mali mesuliyet sigortacısına ancak taşımacılık mali sorumluluk sigortası limitinin üzerinde bir zararın tespiti halinde limitin üzerinde kalan kısım yönünden başvurulabileceği, aracın taşımacılık mali sorumluluk sigortasının hiç yaptırılmamış, veya süresinin bitmiş veya geçersiz hale gelmiş olması halinde, davacının zararını taşımacılık sigortası limitleri dahilinde Güvence Hesabı'ndan isteyebileceği, ancak limitin içinde kalan kısım için davalıya başvurma imkanının olmadığı, hükmedilen 133.389,34 TL'nin taşıma sigortası limitleri dahilinde kaldığı ve davalının sorumluluğunun başlamadığı anlaşılmakla, davalı hakkında açılan davanın anılan sebeplerle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.Bozma kapsam ve nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin mahkemenin görevine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma kapsam ve nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 24.03.2015 günü üye ... ve üye ...'ın karşı oyu ve oybirliğiyle karar verildi.