MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R Davacı vekili, Mahkemenin 2010/234 Esas sayılı dosyasında davalı aleyhine açmış oldukları maddi tazminat davasının 1.000,00 TL üzerinden kabulüne dair karar verildiğini, açmış oldukları bu davada fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuklarını, müvekkilinin bu davada toplam alacağı maddi tazminat bedelinin bilirkişi raporu ile 7.365,00 TL olarak belirlendiğini belirterek 6.365,00 TL maddi tazminatın 13.05.2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep dava etmiştir.Davalı, zamanaşımı defi ileri sürmüş ve davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulü ile; 6.365,00 TL maddi tazminatın 13/05/2003 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-Dava, kamu görevlisinin yetkisini kullanırken kusuru sonucu oluşan cismani zarardan kaynaklanan ve kamu görevlisi aleyhine açılan maddi tazminat davasıdır.Kamu kurumları tüzel kişilik olduklarından ve bu kişilik maddi değil soyut bir kişilik olduğundan, kamu hizmetini bizzat yerine getiremezler. Kamu hizmeti, gerçek kişi konumunda olan kamu görevlileri ve bunların kullandıkları araç ve gereçlerle yerine getirilir. Bunun sonucu olarak, kamu görevlilerinin veya bunların kullandıkları araç ve gereçlerin kusur, ihmal ve hatalarından dolayı kamu hizmetinin yerine getirildiği sırada kişilerin zarar görmesi halinde meydana gelecek kusur ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur.Somut olayda davalı ... Jandarma Karakol Komutanı olup aldığı ihbar üzerine yolda çevirme yapmak üzere yola barikat kurdurmuş ve kazanın bu nedenle gerçekleştiği iddia edilmiştir.Davacı tarafça davalının görevi dışında kalan kişisel kusuruna dayanılmadığına, eylemin görev sırasında ve görevle ilgili olmasına ve hizmet kusuru niteliğinde bulunmasına göre, eldeki davada husumet kamu görevlisine değil, ilgili idareye düşmektedir. Öyle ise, dava idare aleyhine açılıp, husumetin de idareye yöneltilmesi gerekir.Bu durumda mahkemece davalı hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeni ile reddedilmesi gerekirken davanın esasına girilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.2-Bozma kapsam ve şekline göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 24/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.