MAHKEMESİ :......Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 05.04.2016 Salı günü davacı ve davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R-Davacı vekili; davalı nezdinde zorunlu mali sorumluluk sigortalı aracın, müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu motosiklete çarpması sonucu meydana gelen kazada davacının yaralandığını ve sürekli maluliyete uğradığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 100 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 23.01.2014 tarihinde harcını tamamlamak suretiyle talebini 84.683,09 TL'ye yükseltmiştir.Davalı ....... vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; davalıya sigortalı aracın sürücüsünün %70 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek, davacının %33 oranında sürekli maluliyetine göre davanın kabulüne, 84.683,09 TL maddi tazminatın 27.07.2012 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalı ... şirketinden tahsiline karar verilmiş, karar davalı ... şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı ... .... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava, Borçlar Kanunu'nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK m. 54) gereğince çalışma gücü kaybı nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.Mahkemece, davacının kaza nedeniyle meydana gelen işgücü kaybı hususunda Çukurova Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 09.09.2013 tarihli rapor hükme esas alınmış ise de, rapor 24.09.2010 kaza tarihinde yürürlükte bulunmayan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğüne göre düzenlendiği gibi, aynı zamanda Çukurova Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının Özürlülük Ölçütü Yönetmeliği hükümlerine göre davacı hakkında 23.05.2012 tarihinde düzenlediği %11 maluliyet oranına ilişkin raporla da çelişki arz etmektedir. Bu durumda; Mahkemece, davacının trafik kazası nedeniyle işgücü kaybı oranının kesin olarak belirlenmesi için kaza tarihinde yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre Adli Tıp Kurumundan rapor alınarak ilk raporla arasındaki çelişki de giderilmek suretiyle karar vermek gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.3-Davacı, yolcu taşımaya uygun olmayan motosikletin arkasında yolculuk ettiği sırada davalıya sigortalı aracın çarpması sonucu yaralanmıştır. Motosiklet arkasında yolculuk etmek kazaya etkili olan bir kural ihlali değil, zararı arttıran bir neden olarak değerlendirilmelidir. Borçlar Kanununun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) bu husus düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim, tazminat miktarını düşürebilir.Bu durumda mahkemece, tazminat miktarı üzerinden uygun bir oranda indirim yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ........vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ... şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 12.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.