Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 462 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 1236 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili ile davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R- Davacı vekili, müvekkili ....'nin 09/05/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazasında ağır şekilde yaralandığını, müvekkilinin hayatının sonuna kadar sürecek şekilde iş ve meslekte kazanma gücünü kaybettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL nin davalıdan tahsilini talep etmiş yargılama sırasında talebini 131.509,31 TL'ye çıkarmıştır.Davalı ...Ş. vekili, sigortalı aracın kusurlu bulunması durumunda sorumluluğunun azami limit ile sınırlı olacağını, müvekkili şirkete dava tarihinden önce herhangi bir evrak ibraz edilmediğinden olay tarihinden itibaren faiz talebinin reddi ile dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece,davanın kabulü ile,131.509,31 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bu miktarın 20.000,00 TL sine dava tarihi olan 05/03/2012 tarihinden itibaren avans faizi, 111.509,31 TL sine ıslah tarihi olan 10/10/2014 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili ile davacı vekili tarfından temyiz edilmiştir.1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.Davalı .... vekili davacının araçta yolcu olarak bulunduğunu belirterek hatır taşıması olduğu iddiasında bulunmuştur. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 43 ve 44.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Bu itibarla, davalı vekilinin bu beyanı üzerinde durularak, ceza mahkemesi dosyası getirilerek ve mahkemece taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken açıklanan hususlar araştırılmadan karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür. Hakim, tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. Mahkemece bu husus gözardı edilerek yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ile karar tesisi doğru görülmemiş ve kararın açıklanan nedenle temyiz eden davalı ...Ş. yararına bozulması gerekmiştir.2-Kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun "tazminat miktarının tayini" başlıklı 43. maddesinde (6098 sayılı TBK 51. md); hakimin, tazminatın türü ve kapsamının derecesini, durum ve mevkiinin gereğine ve hatanın ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; "Tazminatın tenkisi" başlıklı 44. maddesinde (6098 sayılı TBK 52. md)ise; zarar gören taraf, zarara razı olduğu veya kendisinin eylemi zararın doğmasına ya da zararın artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin durum ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakimin, zarar ve ziyan tutarını indirebileceği veya zarar ve ziyanı hüküm altına almaktan vazgeçebileceği açıklanmıştır. Somut olayda,ceza yargılaması safhasında sanık sürücü ...'ın ifadesinde, araçta üç adet bira olduğu, bunları davacı ... ile birlikte içtikleri yönünde anlatımı mevcuttur. Buna göre mahkemece, BK'nun 44. maddesi (TBK 52. md) uyarınca maddi tazminattan makul oranda hakkaniyete uygun indirim gerekip gerekmediğinin irdelenip tartışılması, ondan sonra varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 3-Trafik kazasına konu davalıya trafik sigortalı aracın hususi kullanım niteliğinde olup ticari niteliği bulunmadığı anlaşılmakla; uygulanabilecek faiz oranı da yasal faiz olmalıdır. Bu nedenle mahkemece, yasal faize hükmetmek gerekirken, yazılı olduğu üzere avans faizine hükmedilmiş olması da isabetli değildir. 4-Davalı ... şirketi yönünden dava tarihi itibarı ile temerrüt oluşmakla, hükmolunan tüm tazminat miktarı yönünden dava tarihinden itibaren faize hükmetmek gerekirken, yazılı olduğu üzere dava ve ıslah tarihlerinden itibaren faize hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir.5-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1), (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ...Ş. vekilinin, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (5) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 24.1.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.