Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4593 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16355 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ile davalılar ... vekili ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı ... vekili davalı ...'in müvekkiline olan borçları nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını ancak alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile kendisine ait taşınmazı davalı ...'a, onunda diğer davalı ...'a sattığını, ......'nin de davalı ...'a sattığı, aracını ise davalı ...'a sattığını öne sürerek yapılan tasarrufların iptalini talep ve dava etmiş, aynı şekilde dava.... vekilinin borçlu davalıya ait taşınmaz yönünden açtığı dava dosyası ile birleştirilmiştir.Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece davacı ...'nın davalılar ..., ... ve....... hakkındaki davalarının kabulüne ve davacının...İcra Müd. 2006/7280 ve 2006/7284 E sayılı takip dosyalarının alacak ve ferilerinin davalı ... ve.......'dan tazminine, davacı ...'nın davalı ... Doğan hakkındaki davasının reddine, davacı .......'nin birleşen davasında ... ve ... ve ... hakkındaki davasının kabulüne, bu davacının...... İcra Müd. 2006/9306 E sayılı takipte, takip konusu alacakları ve ferilerinin davalı ... ve ...'dan tazminine davacı .....'nin davalı ... hakkındaki davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ile davalılar ... vekili ve ... tarafından temyiz edilmiştir.Dava İİK.'nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış olup, tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İptal davasından maksat İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazıldığı gibi alacağın tahsilini temin için borcun doğumundan sonra yapılan tasarrufların iptaline hükmettirmektir. Bu davanın önkoşulu borcun tasarruf tarihinden önce doğması, borçlu hakkında yapılmış ve kesinleşmiş bir icra takibinin olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.'nun 277 md) bulunmasıdır. Ön koşulun bulunması halinde ise İİK.'nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.'nun 278.maddede akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.'nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.'nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır. İİK.'nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir. İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağındanFazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın elden çıkardığı tarihteki gerçek değeridirSomut olayda dava konusu 358 sayılı parsel üzerindeki 6 nolu bağımsız bölüm 18.07.2006 tarihinde borçlu davalı ... tarafından 3. kişi konumundaki davalı ...'a satılmış, aynı taşınmaz ....... tarafından 23.01.2007 tarihinde 4. kiş.....'ye, onun tarafından da 01.02.2007 tarihinde ...'a satılmış, dava konusu .....plaka sayılı araç ise 19.07.2006 tarihinde borçlu davalı ... tarafından 3. kişi konumundaki davalı ...'a, onun tarafından da 29.09.2006 tarihinde dava dışı ...'na satılmıştır. Davacı ... en eskisi 11.08.2006 keşide tarihli 4 adet çeke dayanarak icra takibinde bulunmuştur. Böylece davacı İlker'in davası yönünden borcun doğumunun tasarruf tarihinden sonra olduğu görülmektedir. Ancak uygulamada daha önceki tarihli ticari veya hukuki bir ilişki nedeniyle ileri tarihli çek veya bonoların düzenlendiği de bir vakıadır. Bu durumda öncelikle davacı ...'dan dayandığı çeklerin keşide edilmesine neden olan ilişkinin hangi tarihte doğdu yönünde delillerinin sorulması, aynı şekilde davalı taraftan da delillerinin istenilmesi ve borcun hangi tarihte doğduğunun belirlenmesi, taşınmazı elinde bulunduran davalı ...'ın borçlu davalının ticari ilişkide bulunduğu şirketin çalışanı olduğunun davalı....tarafından bildirilmesi nedeniyle bu yönde taraflardan kanıtlarının istenilerek davalı ...'ın borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi gereken kişilerden olup olmadığının saptanması, dava konusu taşınmaz ve araç yönünden tazminata hükmedildiği halde tazminatın miktarı belirlenmeden davalılar ........ ve.... ....'nin tazminata mahkum edilmesi doğru bulunmamıştır. SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle davacılar ... ve .... vekilleri ile davalı ...'un temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara ve davalılar ... ile ...'a geri verilmesine 23/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.