Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4457 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3201 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :......Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... ..... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacılar vekili; davalıların sürücüsü ve işleteni olduğu aracın neden olduğu çift taraflı trafik kazasında davacıların eşi/babaları ve destekleri olan ...'ın vefat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 10.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile toplam 24.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davacılar vekili daha sonra verdiği ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini davacı ... için 11.846,79 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı ........ vekili ve davalı ... davanın reddini talep etmiştir.Dahili davalı ... cevap dilekçesi vermemiştir.Mahkemece; iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 11.846,79 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile davacı ... için 6.000,00 TL, diğer davacılar için ayrı ayrı 2.000,00 TL olmak üzere toplam 14.000,00 manevi tazminatın 24.10.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ... ve ...'dan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı .......vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2. maddesinde hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, 298/2. maddesinde ise gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı hüküm altına alınmıştır.Somut olayda mahkemecede kısa kararda hükmedilen tazminatların tüm davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Gerekçeli kararda ise tazminatların sadece davalılar ... ve ...'dan tahsiline karar verilmiştir. Davalı ......... kısa kararda tazminatlardan sorumlu tutulurken gerekçeli kararda bu davalı yönünden hüküm kurulmamıştır. Bu haliyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında uyumsuzluk bulunduğundan 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararı uyarınca bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerekmiştir.2-Bozma neden ve şekline göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ....... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlenle sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 07.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.