MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı alacaklı İdare vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı alacaklı İdare vekili, borçlu hakkında vergi borcu nedeniyle 6813 Sayılı Kanun uyarınca takip yürütüldüğünü, borçlunun alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla taşınmazını raicin çok altında diğer davalı 3.kişiye satarak devrettiğini ileri sürerek muvazaalı satış işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı 3.kişi, taşınmazı borçludan raiç bedelini ödeyerek satın aldığını, satışın gerçek bir satış olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Davalı borçlu, satışın gerçek olduğunu, taşınmazın eşinden miras kaldığını, diğer mirasçılarla birlikte 3.kişiye raiç bedeliyle satıldığını beyan etmiştir.Mahkemece, dava konusu taşımazın borçluya mirasen kaldığı, borçlunun taşınmazda hissesinin bulunduğu, taşınmazın diğer mirasçılarla birlikte 3.kişiye satıldığı, 3.kişi ile borçlu arasında muvazaa olduğuna dair herhangi bir delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı İdare vekilince temyiz edilmiştir.Dava, 6183 Sayılı Kanunun 24 vd maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.Davacı alacaklı İdare, satışın mal kaçırma kasdı ve muvazaalı olarak düşük bedelle yapıldığını iddia ederek bu satışın iptaline karar verilmesini istemiştir. İİK'nin 278/III-2.maddesinde akdin yapıldığı sırada, kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitlerin bağışlama hükmünde olacağı öngörülmüştür. Somut olayda, taşınmazın satış bedeli tapu kaydında 21.000 TL olarak gösterilmiş, davalı 3.kişi tarafından da 1.000 TL elden kapora alındığı belirtilmiş olmakla beraber tasarruf tarihindeki gerçek raiç değerinin ne olduğu keşfen ve bilirkişi raporuyla saptanmamıştır. Mahkemece bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 19.3.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.