Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4305 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 3972 - Esas Yıl 2010





Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması so-nunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacı vekili, müvekkiline trafik sigortalı, davalıya ait 34 ... 36 plakalı aracın, dava dışı üçüncü kişiye ait 16 ... 880 plakalı araca çarparak hasar verdiğini, hasar tazminatının anılan aracın hak sahibine ödendiğini belirterek, sigortalı aracın kaza sırasında alkollü sürücü Nihat'ın idaresinde olması ne-deniyle 1.200,00 TL tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, aracı üç yıl önce sattığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, verilen kesin süreye rağmen bilirkişi ücret ve masrafının yatırılmaması üzerine iddianın ispatlanmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. HUMK'nın 163. maddesinde, "Kanunun tayin ettiği müddetler katidir. Bu müddetlerde yapılması lazım olan muamele yapılmazsa o hak sakıt olur. Hakim tayin ettiği müddetin kati olduğuna da karar verebilir. Aksi takdirde tayin olunan müddeti geçirmiş olan taraf yenisini isteyebilir. Bu suretle verilecek müddet katidir. Bir daha verilemez" hükmüne yer verilmiştir. Bu durumda, HUMK'nın 163. maddesi hükmüne göre, kesin sürenin hukuki sonuç doğurabilmesi bakımından, ülke koşulları ve hayatın gerçekleri gözönünde tutularak, taraflara yüklenen yükümlülüklerin birer birer açıklanması, masrafların kalem kalem bildirilmesi ve tarafların yapacağı işlevlerin duraksamaya yer vermeyecek biçimde açık ve kesin olarak belirlenmesi, kesin süre verilen tarafa, süreye uymadığı takdirde davasının bu nedenle red-dedileceği konusunda uyarılması gerekir. Yargıtay'ın uygulaması da bu yön-dedir. (HGK 25.06.1975-1-1560/837, HGK 18.02.1983-1-1284/141, HGK 24.06.1992-14-296/395, HGK 10.10.2001-14-940/709) Somut olayda, 31.05.2005 günlü duruşmada, bilirkişi incelemesi yap-tırılması için gerekli ücretlerin yatırılması konusunda davacı vekiline kesin süre verilmiş, ancak kesin süreye uymamanın sonuçları açıklanmamıştır. Bu durumda verilen kesin sürenin HUMK'nın 163. maddesine uygun olmadığı gözetilmeden yazılı biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 06.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.