Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4265 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 18588 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:- K A R A R -Davacı vekili, davalıya trafik sigortalı araç sürücüsünün tam kusuru sonucu meydana gelen kazada araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını ve daimi işgücü kaybı meydana geldiğini, davalı sigorta şirketinin kısmi ödeme yaptığını belirterek davacı için ıslahla birlikte 71.238,70 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, davacıya ödeme yapıldığını, müvekkilinin sorumluluğunun kalmadığını, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ve zararın ispat edilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 71.238,70 TL tazminatın 10/01/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.Sürekli ve geçici işgöremezlik zararının hesabında davacının gelirinin net bir şekilde belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Somut olayda, davacının aşçı olarak çalıştığı iddia edilmiş, aşçıların aylık ücretleri ...'na sorulmuş, anılan kurum tarafından gönderilen yıllara göre ortalama aylık ücretler esas alınarak aktüer hesabı yapılmıştır. Oysa davacı vekili, müvekkilinin fabrikada sigortasız şekilde aşçı olarak çalıştığını, bu nedenle ücret bordrosunun olmadığını beyan etmiş, dinlenen davacı tanıkları, davacının komşusu olduklarını belirterek davacının kazadan önce fabrikada aşçı olarak çalıştığını beyan etmişler, davacının aylık kazancına ilişkin bir beyanda bulunmamışlardır. Kural olarak müddei, iddiasını ispat ile mükelleftir. Bu durumda mahkemece, davacının, çalıştığı fabrikada asgari ücretten fazla aylık ücretle çalıştığını ispat etmesi hususunda davacı tarafa imkan verilmeli, ispat edilemediği takdirde aylık net asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması için aktüer bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. 3-Davacının maluliyet oranı yönünden, davacı vekilince dosyaya sunulan ... Devlet Hastanesi Özürlü Sağlık Kurulu Raporu hükme esas alınarak karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece, en yakın üniversiteye bağlı Adli Tıp Ana Bilim Dalında görevli uzmanlardan oluşturulacak heyetten veya Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi'nden, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği esas alınarak tanzim edilmiş rapor alınarak davacının maluliyet oranının belirlenmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması isabetli olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 16/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.