MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, dava dışı ...'nun sevk ve idaresindeki müvekkiline kasko sigortalı araç ile dava dışı ... yönetimindeki aracın çarpışması neticesinde sigortalı aracın hasar gördüğünü, onarım bedelinin aracın 2. el rayiç bedelinden yüksek olduğunun tespit edilmesi üzerine sigortalısıyla varılan anlaşma sonucu poliçe limiti olan 50.000,00 TL'nin sigortalıya ödendiğini, kazanın oluşumunda yol yapım işini üstlenen davalı şirketin tamamen kusurlu olduğunu, hasar bedelinden hurda değerinin mahsubu neticesinde kalan 30.840,00 TL'nin rücuen tahsili amacıyla davalıya ihtarname gönderildiğini, herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine davalı aleyhinde icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı nedeniyle takibin durdurulduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, müvekkili şirkete izafe edilen kusur oranını kabul etmediklerini, kazanın oluşumunda araç sürücülerinin kusurlu olduğunu, davacı tarafça talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile davalının .... İcra Müdürlüğü'nün 2012/14932 Esas sayılı icra dosyana vaki itirazının 10.794,00 TL asıl alacak ve 351,32 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 11.145,32 TL'lik kısmı için iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dava, kasko sigortacısının, trafik kazası nedeniyle kendi sigortalısına ödediği tazminatın rücuen tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Kaza sonrasında düzenlenen kaza tespit tutanağında, kazanın oluşumunda yolun yapımını ve bakımını üstlenmiş olan davalı şirketin KTK.'nun 84. maddesinde yer alan kusurlardan “çalışmaları gerekli önlemler alarak, aldırarak ve devamını sağlayarak trafik akşını ve güvenliğini bozmayacak tarzda gerçekleştirmek” kuralını ihlal ettiğinden kusurlu olup kazaya karışan her iki araç sürücüsünün kusursuz oldukları belirtilmiş; aynı olaya ilişkin diğer araç işleteni ... tarafından aynı davalı şirkete karşı maddi tazminat istemiyle açılan .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/224 Esas 2014/6 Karar sayılı dosyasında mahkemece yapılan keşfe binaen trafik polisi memuru tarafından düzenlenen 05/11/2012 tarihli rapora göre, davalı şirketin gerekli işaretlemeleri yapmadan yolu trafiğe kapatarak kazaya sebep olduğu anlaşıldığından kazanın oluşumunda %80 oranında, karşı araç sürücüsü ...'nun yolun sağ kenarında bulunan “Dur” işaret levhasını dikkate almayarak yola çıktığından %20 oranında kusurlu, davacıya ait araç sürücüsü ...'nun ise kusursuz olduğu belirlenmiştir. Akabinde İTÜ Makine Fakültesi öğretim üyelerinden oluşan kusur uzmanı bilirkişi heyetinden aldırılan 18/03/2013 tarihli raporda da bu görüşe iştirak edilmiş; belirlenen kusur oranları mahkemece kabul görerek hükme esas alınmıştır. Eldeki davada ise mahkemece, kusur oranlarının tespiti için kusur uzmanı emekli komiser bir bilirkişiden rapor aldırılmış; 30/05/2011 tarihli bu rapora göre, kazanın oluşumunda davacıya sigortalı araç sürücüsünün asli ve %65 oranında kusurlu, davalı şirket yetkililerinin ise tali ve %35 oranında kusurlu olduğu, karşı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı belirtilmiş; taraf vekillerinin itirazı üzerine Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti'nden aldırılan 05/11/2013 tarihli rapora göre de aynı görüşe iştirak edilmiş; mahkemece, bu raporlardaki kusur oranları hükme esas alınmıştır. Aynı kazaya ilişkin her iki dosyada kusur konusunda aldırılan bilirkişi raporları tamamıyla birbirinden farklı olup bu farklılık nedeniyle ortaya çıkan çelişkinin giderilmesi gerekir. Eksik incelemeyle hüküm kurulması doğru değildir. Bu durumda mahkemece, tarafların davaya konu trafik kazasındaki kusur durumlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi'ne gönderilerek tüm dosya kapsamına göre kaza tespit tutanağı, bilirkişi raporları ve diğer tüm delillerin irdelendiği ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınması ve daha önce alınan raporlar arasındaki çelişki giderilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ve davalı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine 10/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.