MAHKEMESİ :... Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı (üçüncü kişi) vekili, ... ....... Müdürlüğü’nün 2008/8993 sayılı Takip dosyasında yazılan talimat uyarınca, ....... ... Müdürlüğü’nün 2009/35 sayılı Talimat dosyasında yapılan 07.07.2009 günlü hacze konu menkullerin davacı üçüncü kişi şirkete ait olduğunu, haciz adresinin ve mahcuzların borçlu ile ilgisinin bulunmadığını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı (alacaklı) vekili, takip borçlusu hakkında 09.09.2008’de yapılan hacze konu eşyaların muhafaza işlemi sırasında yerinde olmadığının tespit edildiğini, yapılan araştırma sonrasında dava konusu haciz adresinde bulunduğunu belirlediklerini, davacının da bu durumu kabul ettiğini, ispat yükü altında olan üçüncü kişinin istihkak iddiasını kanıtlayamadığını, sunulan faturanın da ilk haciz tarihinden sonra düzenlendiğini belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Davalı (borçlu), usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu haczin, davacı şirketin adresinde ve temsilcisinin huzurunda, borçlunun yokluğunda yapıldığı, üçüncü kişi ve borçlu arasın-da organik bağ bulunmadığı, mülkiyet karinesinin üçüncü kişi yararına olduğu, hacze konu taşınırların zilyetliğinin davacı tarafından devralındığı, üçüncü kişinin zilyetlik hükümlerine dayanarak iyi niyetle kazandığı hakların saklı olduğu, faturanın hacizden sonra düzenlendiği, ancak davalı alacaklının davacı şirket yetkililerinin hacizden sonra yapılan satış sırasında kötü niyetli olduklarını kanıtlayamadığı, tazminata ilişkin yasal koşulların gerçekleşmediği”“ gerekçesi ile davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. 09.09.2008 günlü hacze konu borçluya ait bir kısım eşyanın dava konusu haciz adresinde bulunduğu tespit edilmiştir. Esasen bu konuda taraflar arasında bir ihtilaf da bulunmamaktadır. Bu koşullarda İİK’nnu 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü gerekir. İspat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip olan üçüncü kişi mahcuzların bir kısmını borçludan satın aldığını ileri sürerek adi nitelikte düzenlenen alım satım sözleşmesi ile fatura deliline dayanmaktadır. Sözleşme ve fatura aynı tarihli olup, borcun doğumundan, hatta takip dosyasındaki ilk hacizden sonra düzenlenmiştir. Takip borçlusu, borcun doğumundan sonra ticari emtiasının önemli bir bölümünü üçüncü kişiye devretmiştir. Borçlu ile aynı alanda faaliyet gösteren üçüncü kişi şirket, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu bilebilecek durumdadır. İİK’nun 280/.... maddesinde borçlunun ticari işletmesinin veya işyerindeki mevcut ticari emtiasının tamamını veya önemli bir kısmını devir veya satın alan üçüncü kişinin, borçlunun alacaklılarını zarar verme kastı ile hareket ettiğini bildiği yasal bir karine olarak kabul edilmiş, karinenin aksini kanıtlama yolları da aynı madde metninde gösterilmiştir. Davacı şirket yasal karinenin aksini kanıtlamaya yönelik bir delil sunamamıştır. Dairemizin uzun süredir istikrar kazanan uygulamasına göre; borcun doğumundan sonra borçlunun ticari emtiasının önemli bir bölümünü devralan üçüncü kişinin alacaklıdan mal kaçırmak için borçlu ile birlikte danışıklı olarak hareket ettiğinin kabulü gerekir. Davanın reddi yerine oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı biçimde kabulüne yönelik hüküm kurulması hatalı olmuştur. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine ........2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.