Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4091 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7645 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :.......Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ..., davalı ... vekili ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:- K A R A R -Davacılar vekili, davacının motorsikletle seyri sırasında, davalıların maliki ve sürücüsü olduğu araç ile kazası sonucu yaralandığını, tedavi giderleri için 500,00 TL, daimi güç ve efor kaybı için 3.000,00 TL, ekonomik geleceğinin sarsılmasından doğan zarar nedeni ile 1.000,00 TL, bakımsız kalan bahçe sebebiyle gerçekleşen zarardan dolayı da 500,00 TL olmak üzere 5.000,00 TL maddi tazminat ile 95.000,00 TL manevi tazminatın 01/07/2009 kaza tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davacı vekili, 18.06.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 5.000,00 TL’den 243.335,56 TL’ye yükseltmiştir.Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, Davacının maddi tazminat davasının kabulü ile, 243.335,56-TL maddi tazminatın olay tarihi olan 01/07/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 30.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 01/07/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ..., davalı ... vekili ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1)Davalı ... vekili'nin temyiz itirazları yönünden;Davalı ..., 21.11.2014 tarihli dilekçesi ile temyizden feragat ettiğini bildirdiği anlaşılmakla, temyiz isteminin feragat nedeniyle reddi gerekmiştir.2)Davalı ... vekilinin temyiz itirazları yönünden ise;Dava, iki taraflı trafik kazası nedeniyle karşı aracın maliki ve sürücüsünden maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.“Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen 818 sayılı Borçlar Kanununun 46. maddesinde (6098 sayılı TBK. Bedensel Zarar başlıklı madde 54), bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücü kaybı da bu zarar türleri arasında yer almaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Sözkonusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.Eldeki davada Eskişehir Osmangazi Ün. Tıp Fak. Özürlü Sağlık Kurulu tarafından düzenlenen özürlü sağlık kurulu raporunda davacının %55 oranında maluliyetinin bulunduğu bildirilmiş, mahkemece yukarıda anlatılan şekilde bir maluliyet araştırması yapılmamıştır. O halde, mahkemece Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan olay tarihinde yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri esas alınarak usulüne uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olacak şekilde davacının maluliyet (geçici ve sürekli) derecesi ve oranının, iyileşme süresinin belirlenmesi amacıyla rapor alınıp sonucuna göre maddi tazminat miktarının belirlenmesi gerekmektedir.3)Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücret, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indirimin ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif dönem (devre) zararının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı açıktır. Zira asgari geçim indirimi ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasına esas ücrete dahil edilemez.Somut olayda, pasif dönem zararının, asgari geçim indirimi olmaksızın asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğinden ve bu husus hükme esas alınan bilirkişi raporunda açık olmadığından, mahkemece hesap uzmanı bilirkişiden bu yönde ek rapor alındıktan sonra varılacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir. 4-Bozma neden ve şekline göre davacı vekili'nin ve davalı ... vekili'nin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekili'nin temyiz isteminin feragat nedeniyle reddine,(2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ... vekili'nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle katılma yolu ile davacı vekili ve davalı ... vekili'nin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 31/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.