Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4086 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4237 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili; davacı tarafından kasko sigortalı araca davalı tarafa ait araç sürücüsününü kusurlu hareketi nedeniyle çarpması sonucu hasar gördüğünü belirterek, ... İcra Müdürlüğünün 2014/3739 sayılı dosyasına vaki itirazlarının iptali ile takibin devamına ve % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.Davalılar vekilleri; davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davanın reddine verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava 6102 sayılı TTK'nın 1472. maddesi gereğince sigortalıya ödenmiş olan alacağın hasar sorumlusundan rücuen tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu'nun “Davalının birden fazla olması hâlinde yetki” başlıklı 7.maddesi hükmü :(1) Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır.” Aynı kanunun “Haksız fiilden doğan davalarda yetki başlıklı” 16.madde'si hükmü “(1) Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” şeklindedir.Bir haksız fiil birden fazla kişi tarafından işlenmiş ise bu kişilere karşı (birlikte) açılacak tazminat davası, ortak yetkili mahkeme olan haksız fiilin işlendiği yer mahkemesinde görülür. Bu halde, davalıların hepsine karşı davalılardan birinin yerleşim yerindeki mahkemede dava açılamaz.Haksız fiilin işlendiği yer mahkemesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin (kesin) yetki değildir.6100 sayılı HMK'nın 7. maddesi hükmü, haksız fiilin birden fazla kişi tarafından işlenmesi haline münhasır olup somut olaydaki davaya uygulanma imkanı yoktur. Zira burada dava, davalı ölen sürücünün mirasçılarına karşı haksız fiili işleyenin mirasçıları olarak, diğer davalılara karşı ise araç maliki ve ZMSS ve kasko sorumluluğu esasına dayalı olarak açılmaktadır. Yukarıda anılan kanun hükmü ve yapılan açıklamalar göre somut uyuşmazlıkta yetkili mahkeme, zarar gören davacıların yerleşim yeri mahkemesidirMedeni Usul Hukukuna göre bir dava için kesin yetkinin söz konusu olmadığı durumlarda, davacı tarafın seçimlik hakkı söz konusu olup, davasını genel ve özel yetkili mahkemelerden herhangi birinde açabilir.Bu anlamda dava sebebi olan haksız fiil halinde dahi HMK'nin 16. maddesi gereğince birden fazla mahkemenin yetkili kılınarak davacıya bir seçimlik hak tanımmış olması gözönüne alındığında bu maddenin amacına aykırı bir yorumla HMK 7/I. maddesi gereğince haksız fiilin vuku bulduğu yerin tüm davalılar için kesin yetkili mahkeme olarak kabul edilmesi ve HMK'nin 6. maddesinde düzenlenen genel yetkili mahkeme yetkisinin kaldırdığı şeklindeki bir yorum mümkün değildir.Bir dava için birden fazla ( genel ve özel ) yetkili mahkeme varsa, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasının bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiç birisinde açmaz ve yetkisiz bir mahkeme de açar ise, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.İtirazın iptali davası için "mahkemenin yargı çevresinde geçerli bir icra takibi yapılması" hususu dava şartı olmayıp icra takibi ve itirazın iptali davasının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yukarıda açıklanan yetkiye ilişkin hükümlerine uygun olması gerekmektedir.Somut olayda, işleten/sürücü ve trafik sigortacısına yöneltilen davada, dava kazanın vuku bulduğu yer olan Marmaraereğlisi'nde açılmıştır. Buna göre; mahkemece, yetki itirazının reddiyle işin esasına girilerek tarafların iddia, savunma ve delilleri toplanarak varılacak sonucu göre verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 31/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.