Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacı vekili, davalıya kasko sigortalı olan müvekkiline ait aracın, meydana gelen kazada hasara uğradığını, başvuruya rağmen davalı sigortanın Poliçe Genel Şartlan C.2.2. maddesinin ihlal edildiğinden bahisle hasar bedelini ödemediğini belirterek, fazlaya dair haklar saklı kalmak üzere 14.000.00 YTL'nin ihbar tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, yargılama aşamasında verdiği ıslah dilekçesi ile talebini 1.408.00 YTL arttırarak toplam 15.408.00 YTL'ye çıkarmıştır. Davalı vekili, gerçeğe aykırı beyanla poliçede kullanım tarzı hususi olarak belirtilen araan, müvekkili şirketin bilgisi haricinde kiralık araç olarak kullanımı sırasında kazanın meydana geldiğini, TTK'nın 1290. ve Kasko Sigortası Genel Şartlan C.2.2. maddeleri uyarınca sözleşmeden cayarak zeyilname ile poliçeyi iptal ettiklerini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalı sigorta şirketinin kazadan sonra ekspertiz incelemesi yaptırdığı, zararı ödemeyeceğini bildirmesine rağmen sözleşmeden cayma hakkını kullanmadığı, bu nedenle gerçek hasar bedelini ödemek durumunda olduğu, araç kiralanmış olsa bile davalının tazminat Ödemekten kurtulamayacağı gerekçesiyle, davanın kabulü ile, 14.000.00 YTL'nin ekspertiz rapor tarihinden itibaren, 1.408.00 YTL'nin ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1- Davacı vekilinin temyiz dilekçesi temyiz defterine kaydedilmediği gibi, harcının da yatırılmadığı anlaşıldığından temyiz dilekçesinin bu nedenle reddi gerekmiştir. 2- Davalı vekilinin temyizine gelince; Dava, kasko sigorta sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir. TTK'nın 1281. maddesine göre, hasarın teminat dışı olduğunun ispatı davalı sigorta şirketine düşmektedir. Tanık Cumali'nin yazılı beyanı, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu aracın oto kiralama şirketince kiraya verildiğinin kabulü gerekmekte ise de, Kasko Sigortası Genel Şartları'nın C.2.2 maddesine göre, sigorta sözleşmesinin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermek de mümkün değildir. Kasko Sigortası Genel Şartiarı'nda, özel aracın sigortacının bilgisi dışında ticari (kiralık) olarak kullanılması teminat dışı bir hal olarak düzenlenmemiştir. Söz konusu madde sigorta primini yükseltmeyi amaçlamaktadır. Bu durumda mahkemece, rizikonun gerçekleştiği tarihte sözleşme geçerli olduğuna göre tahakkuk ettirilen prim ile aracın kiralama şirketince kullanılacağının bilinmesi durumunda ödenmesi gereken prim arasındaki oran belirlenerek, bu orana göre hasardan bir anlamda praporsiyon indirimi yapılarak hesaplama yapılmak üzere bilirkişiden rapor ya da ek rapor alınmalı, davalı sigorta şirketinin ödemesi gereken miktar bulunup sonucuna göre karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Sonuç: Yukanda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 15.09.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.