Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4042 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17905 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 10.03.2015 Salı günü davalılar ... ve ... vekili Av. ... geldi. Diğer davalılar ve davacı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalılar ... ve ... vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R-Davacı Şirket vekili, davalı borçlu ... aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazlarını aralarında ticari ilişki olan davalı ... ile bu şirketin yetkilisi ...’a, bu davalılar tarafından da diğer davalılara satışlara ilişkin tasarrufların iptalini talep etmiştir.Davalı ... ve ... vekili, ile davalı ..., davalı ... ve davalı .... davanın reddini savunmuşlardır.Diğer davalılar usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve davaya cevap vermemişlerdir.Mahkemece, taşınmaz satışlarının borçlu ...’nin şirketi ile davalı Şirket arasındaki ticari ilişkinin bir sonucu olarak yapıldığı, muvazaalı olduğuna ilişkin delil sunulmadığı ve tasarrufların da borcun doğum tarihinden önce yapılmış olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise davalı, üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nın 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır ( İİK.md.281 ). Bu yasal nedenle de davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi mahkeme bununla bağlı olmayıp diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir ( Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı ). Genelde, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır. Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğması dava önkoşulu olup mahkemece res'en araştırılmalıdır. Dava koşulu gerçekleşmediği takdirde işin esası hakkında hüküm kurulamaz. Somut olayda, yaptırılan bilirkişi incelemesi raporunda, davacının sahibi olduğu şirketin, takip dayanağı çeki almasına vesile olan ticari ilişkinin, iptali istenen tasarruftan daha önce başladığı belirlenmiş olup takip dosyası içeriğine göre de borçlunun aciz halinin mevcut olduğu gözetilip, borçlunun ticari ilişki içinde olduğu üçüncü kişilere tasarrufta bulunduğu (İİK.md.280) nazara alınarak bir karar verilmesi yerine yazılı ve yanılgılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi isabetli değildir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 10/03/2015 tarihinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.