Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3997 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 636 - Esas Yıl 2016





Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı ........... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili; davalı Muhammet'in sürücüsü ve davalı ......... işleteni olduğu, davalı sigorta şirketine ZMSS ile sigortalı kamyonetin ters yöne girerek kasası ile cadde iel sokağın kesiştiği yerde bulunan apartmanın giriş katındaki işyerinin dış cepehesine montajı yapılan reklam panosuna çapması sonucunda meydana gelen kazada reklam panosunun zarar gördüğünü, davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu belirterek, 14.750,00 TL hasarın dava taraihinden itibaren işleyecek en yüksek faizi ile brilikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı sigorta şirketi vekili, müvekkilin sigortalısının kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Davalı Ummaş .........vekili, aracı kaza tarihinden önce kiraya verdiklerini, işleten sıfatı olmadığından müvekkil şirketin sorumluluğu bulunmadığını, olayın trafik kazası değil haksız fiil olduğunu, olayla ters yöne girmeye ilşkin tarafik kuralının ihlali arasında illiyet bağı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne, 6.000,00 TL hasar tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı ..........vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı ........ vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2- Dava, trafik kazasından kaynaklanan hasar nedeniyle tazminat istemine ilşkindir. 2918 sayılı KTK.nun hükümlerine göre trafik kaydı, işleteni kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü de yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde "işleten, araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görünen veya aracın uzun süreli kiralama ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin olan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse bu kimse işleten sayılır" şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar." hükmüne yer verilmiştir.Bu yasal düzenlemeler karşısında kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir.Gerek doktrinde gerekse Yargıtay'ın uygulamalarında kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Somut olayda, kazaya karışan sürücü........ idaresindeki araç davalı .......... tarafından 01.09.2009 tarihli kira sözleşmesi ile süresiz olarak dava dışı ...... kiralanmıştır.Kaza tarihi ise 17.04.2012 dir.Kaza taraihi ile kira sözlemesinin aktedildiği tarih arasında uzunca bir süre bulunmakta olup Mahkemece kaza tarihinde kazaya karışan ...... plakalı kamyonetin dava dışı ...... fiili tasarufunda bulunup bulunmadığı,kaza taraihi itibariyle kira sözleşmesinin geçerli olup olmadığı araştırılmadan davalı ....... zarardan sorumlu tutulması doğru değildir.Eksik inceleme ile karar verilmez. Bu nedenle Mahkmece, davalı ....... ticari defterleri ve vergi kayıtları celbedilmeli ve alanında uzman bilirkişiden kira sözleşmesnin kaza tarihinde geçerli olup olmadığı, kira parasının ödenip ödenmediği, davalı ........kaza tarihi itibariyle farazi işleten olup olmadığı araştırılıp duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yeterli araştırma yapılmadan eksik araştırma ile karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.SONUÇ : Yukarıda 1 numralı bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin tüm, davalı .......... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı .......... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 30.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.