Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 395 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12131 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, davacıların sürücüsü ve işleteni olan araç ile davalıların sürücüsü,işleteni ve trafik sigortacısı olan aracın çarpışması sonucu oluşan kazada sürücünün yaralandığını kazanç kaybının ve tedavi masrafının oluştuğu ve aracın da ağır hasarlandığını, kazanın davalının kusurundan kaynaklandığını belirterek davacı ... için 8.000,00 TL araç hasarı, İbrahim için ise 2.000 tedavi gideri, 10.000,00 TL kazanç kaybı ve 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslahla tedavi giderine ilişkin talebini yükseltmiştir.Davalı sigorta şirketi vekili ve diğer davalılar vekili vekili, ayrı ayrı davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak; kısa kararda ... tarafından açılan davanın 6.650,00 TL'lik bölümünün kabulüne, ... tarafından açılan dava ile ilgili olarak; davalı sigorta şirketi yönünden manevi tazminat talebinin reddine, yasal faiz uygulanarak diğer davalılarla ilgili manevi tazminat talebinin 1.500,00 TL'lik bölümünün kabulüne, ıslah ile birlikte maddi tazminat talebi yönünden; sigorta şirketinin poliçedeki limit dahilinde sorumlu olması ve dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması kaydıyla ıslahla birlikte tedavi giderlerine yönelik talebin kabulüne, yasal faiz uygulanmasına, iş göremezliğine ilişkin talebin sigorta şirketi yönünden reddine, diğer davalılarla ilgili olarak 678,00 TL'lik bölümünün kabulüne, yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş; gerekçeli kararda ise davacı ... tarafından açılan dava ile ilgili olarak davanın kısmen kabulü ile; davalı sigorta şirketinin poliçedeki limit dahilinde sorumlu olması ve dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması kaydıyla vasıtadaki hasardan dolayı 6.650,00 TL'nin 31/01/2003 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (sigorta şirketi yönünden 06/03/2003 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ...'a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı ... tarafından açılan dava ile ilgili olarak; maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; davalı sigorta şirketinin poliçedeki limit dahilinde sorumlu olması ve dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması kaydıyla tedavi giderlerinden dolayı 2.226,83TL'nin 31/01/2003 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (sigorta şirketi yönünden 06/03/2003 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ...'e verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, kazanç kaybından dolayı 678,00 TL'nin 31/01/2003 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, kazanç kaybıyla ilgili talebin sigorta şirketi yönünden reddine, davacı ... tarafından açılan dava ile ilgili olarak; 1.500,00 TL manevi tazminatın 31/01/2003 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacıya verilmesine, Sigorta şirketi yönünden manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.HUMK'nun 388 (HMK 297) maddesi uyarınca mahkeme kararında, iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ihtilaflı konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışması red ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HUMK.'nun 389. (HMK 297 md.) maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara uygun olarak gerekçeli kararın yazılması zorunludur. Mahkemece,oluşturulan kısa karar ile gerekçeli kararın birbirine uyumlu olmaması, kısa kararda taraflara yüklenen hak ve sorumlulukların açıkça infazda tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmemesi isabetli bulunmamış, bozma nedeni yapılmıştır.2-Bozma neden ve şekline göre davalı sigorta şirketi vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ....'ne geri verilmesine 15.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.