Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3899 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 22461 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın görev yönünden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, davalıların sürücüsü ve trafik sigortacısı olan aracın bisiklet sürücüsü davacıya çarparak yaralanmasına neden olduğunu, kazanın davalı tarafın kusurundan kaynaklandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla 100,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkemece tüm dosya kapsamına göre dava konusu eylemin 6502 sayılı Kanunun 3/k ve l maddeleri ile 73. maddesi kapsamında kaldığı, uyuşmazlığa bakmakla görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğu belirtilerek dava dilekçesinin görev yönünden reddine, mahkemenin görevsizliğine, tüketici mahkemesi sıfatıyla ... Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, trafik kazasından kaynaklanmaktadır. Dava, davacı ile arasında sözleşme ilişkisi bulunmayan zorunlu mali mesuliyet sigortası şirketine yöneltilmiştir. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1483/I. maddesinde sigortacıların diğer kanunlardaki hükümler saklı kalmak üzere faaliyet gösterdikleri dalların kapsamında bulunan zorunlu sigortaları yapmaktan kaçınamayacakları belirtilmiş, aynı yasanın 4/I-a maddesinde de, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir. Yine 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3. maddesinin k bendinde tüketici; Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi, l bendinde de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan,eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmış, anılan kanunun 73. maddesinde de tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir. Somut olayda, sigorta sözleşmesi, davacı ile davalı trafik sigortası şirketi arasında düzenlenmemiş olup, taraflar arasında 6502 sayılı Kanun kapsamında bir ilişki söz konusu değildir. Bu nedenlerle; davanın, kazaya neden olan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasına karşı açıldığı, zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinin 6102 sayılı TTK.’nunda düzenlendiği, davanın ticari dava niteliğinde olduğu ve görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğu gözetilmeden yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 05.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.