MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davacılar ve davalı ... vekillerince temyiz edilmiş, davacılar vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 03.03.2015 Salı günü davacılar vekili Av. ... ve davalı ... vekili Av. ... geldiler. Diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü. -K A R A R-Davacılar vekili; davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın müvekkillerinin desteği ...'e çarparak ölümüne neden olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; eş ... ve çocuk ... için 10.000 TL maddi tazminatın sigorta şirketinden poliçe limitiyle ve dava tarihinden, diğer davalılardan kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle, eş ve iki çocuk için 25.000'er TL'den toplam 75.000 TL manevi tazminatın davalı ... ve ...'tan kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı ... vekili; müvekkilinin davacıların murisinin ölümüne yol açan kazaya karışan ... plakalı minibüsün kayıt maliki olduğunu ancak aracı ihbar olunan ...'a kiraladığından işleten sıfatının bulunmadığını, bu nedenle müvekkiline husumet yöneltilmesinin hukuken mümkün olmadığını öne sürerek, davanın reddini savunmuştur. Davalı sigorta şirketi vekili ve davalı ... davanın reddini istemiştir.Mahkemece; bilirkişi raporu benimsenerek, davanın kısmen kabulüne, eş ... için 1.864,13 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden poliçe limitiyle ve dava tarihinden, diğer davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, davacı eş için 10.000 TL, çocuklar Hüseyin ve ... için 15.000'er TL manevi tazminatın davalı ... ve ...'tan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Davacıların desteği ...'in ölümü nedeniyle davacı çocuk ... için destek tazminatı talep edildiği, 24.7.2012 tarihli aktüer raporunda ... için 5.927,30 TL destek tazminatı hesaplandığı halde, mahkemece davacının talebi yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmamıştır.2-Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, TMK.'nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacıların tümü için takdir olunan manevi tazminatların düşük olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.Kabule göre de; maddi ve manevi tazminatın reddedilen miktarları yönünden red sebebinin aynı olmasına karşı davalı sigorta şirketi ve ... lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2 maddesine göre tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken ayrı ayrı vekalet ücretine karar verilmesi ve davalı sigorta şirketinden manevi tazminat talep edilmemesine rağmen sigorta şirketi lehine reddedilen manevi tazminat tutarı üzerinden davacılar aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru bulunmamıştır.3-Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.4-2918 sayılı KTK. hükümlerine göre, trafik kaydı işleteni kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, "İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alacı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır." şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar." hükmüne yer verilmiştir. Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay'ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.Somut olayda, dava konusu kazaya neden olan ... plakalı minibüsün ihbar olunan ...'e 1 yıllık süreyle kiralandığına dair 1.8.2010 tarihli kira sözleşmesi ibraz edilmiş olup, sözleşmenin feshedildiği ... tarafından ileri sürülmüşse de, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/486 Esas sayılı dosyasında tanık olarak alınan ifadesinde minibüsü kiraladığını kabul ettiği, davalı ...'in de gerek eldeki davadaki savunmasında, gerekse ceza davasında sanık olarak verdiği ifadesinde minibüsün ... tarafından kiralandığını doğruladığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece; davalı ...'ın savunması üzerinde durularak, işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları tartışılıp varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus göz önünde bulundurulmaksızın karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.5-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin davanın kabul ve reddi oranına göre taraflar arasında paylaştırılması gerekirken, 3.848,20 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 3.044,79 TL'sinden davalıların sorumlu tutulmaları doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (4) ve (5) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün davacılar ve davalı ... yararına BOZULMASINA, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ...'ya verilmesine, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davalı ...'dan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı ...'ya geri verilmesine, 03.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.