MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili; olay günü ... ili ... caddesinde seyir halinde olan davacının sevk ve idaresindeki motorsiklete, davalı sigorta şirketine sigortalı olan, davalı gerçek kişinin işleteni aynı zamanda sürücüsü olduğu ... plakalı otomobilin çarpması neticesinde meydana gelen kaza sonucunda davacının sağ omzundan dirseğine kadar parçalı kırık oluştuğunu belirterek 5.000,00 TL iş gücü kaybı tazminatı ve 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve mütesesilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı sigorta vekili,davanın reddini savunmuştur.Davalı ..., ceza dosyasının sonucunun beklenmesini talep ederek kendini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, iş gücü kaybı tazminatı talebinin reddine; manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 6.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'den tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilşkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, trafik kazası nedeni ile oluşan cismani zarar nedeniyle iş gücü kaybı tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.1-Mahkemece her ne kadar davacının emekli olduğu, başkaca işle uğraşmadığından gelir kaybı olmadığı gerekçesiyle iş gücü kaybı tazminatı talebi konusundaki dava red edilmiş ise de, varılan sonuç doğru görülmemiştir. Dosya kapsamına göre, davacı sağ kolunda meydana gelen parçalı kırık nedeniyle iki kez ameliyat geçirmiştir. Antalya Eğitim ve araştırma hastanesinden verilen 06.06.2013 tarihli rapora göre, davacının yaralanmasında kaynama gecikmesi oluşmuş, 30 ayda iyileşmemiş, 12 ay çalışamamış ve davacı %4 özürlü kalmıştır. Davacının iş gücü kaybı tazminatına ilişkin talebi, efor kaybı ile ilgilidir. Davacının başkalarına göre daha fazla efor sarf ederek hayatını idame ettireceği ve bu nedenle zarar hesabı yapılacağı Yargıtay'ın yerleşik içtihatları ile kabulündedir. Bu durumda mahkemece, davacının daimi işgücü kaybı nedeniyle tazminat (efor kaybı) talep edebileceği kabul edilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. 2-Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, B.K.’nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K'nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 03.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.