Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3779 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17075 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, müvekkilinin Esenboğa Havalimanı Tasiş Gümrük Deposu önünde park halinde bulunan aracına el arabasıyla getirdiği gümrük malzemelerini yüklerken, davalının maliki ve sürücüsü olduğu aracın el arabasına çarpması neticesinde kendi aracı ile el arabası arasında sıkışarak malul kalacak şekilde yaralandığını, sürekli iş göremezlik kaybının bulunduğunu, maddi zararına karşılık davalıya ait aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olan ... tarafından 35.909,00 TL tutarında ödeme yapıldığını, ancak bu miktarın zararın tamamını karşılamadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.100,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı, meydana gelen kazada kusurunun bulunmadığını, talep edilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının iş gücü kaybına yönelik maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulü ile 3.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Borçlar Kanunu'nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.O halde mahkemece, davacının meydana gelen trafik kazası sonucu malul kalacak şekilde yaralanmasından dolayı duyduğu acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş şekli, davalının sorumluluğunun niteliği gözönünde tutularak olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacı için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 03/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.