Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3756 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17538 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili ve .... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:- K A R A R -Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu araç ile davacı ...'nin sürücüsü, diğer davacıların desteği ...'ın yolcu olarak bulunduğu aracın çarpışması sonucu davacı ...'in yaralandığını, ...'ın vefat ettiğini, kazanın oluşumunda davalı Karayolları'nın da kusurunun bulunduğunu belirterek davacı eş ... için 3.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 6.000,00 TL manevi tazminatın, diğer davacılar için 3.000,00'er TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı sigorta şirketi hakkında açılan maddi tazminat davasının ibraname nedeniyle reddine, davalı ...ne karşı açılan maddi ve manevi tazminat davasının reddine, davacılar ..., ..., ..., ..., ... tarafından açılan maddi tazminat davasının reddine, davacı ... tarafından davalılar ... ve .... hakkında açılan maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 2.081,47 TL'nin olay tarihi olan 23/01/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, Manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, takdiren ... için 3000 TL, ... için 2000 TL, ... (...) için 2000 TL, ... için 2000 TL, ... (...) için 2000 TL, ... (...) için 2000 TL, ... için 2000 TL ve ... için 2000 TL olmak üzere toplam 17.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ....'nden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ve .... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan vefat ve cismani zarar nedeniyle maddi tazminat ile manevi tazminat istemine ilişkindir.Davalı ..., dava açıldıktan sonra davacı ... mirasçılarına 15.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödemesi yapmış, davacılar vekili yapılan ödeme nedeniyle davalı sigorta sigorta şirketini ibra ettiklerini ve açmış oldukları işbu davada davalı sigorta şirketi yönünden davadan feragat edeceklerini belirten ibranameyi imzalamıştır.KTK.nun 91. maddesinde işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğu getirilmiştir. Aynı yasanın 85. Maddesi ile aracın işletilmesi sırasında 3. şahısların bedeni ve maddi zarara uğratılmasından işleten doğrudan sorumlu tutulmuş, 97. madde gereğince de, zarar görenin, zarara neden olan aracın zorunlu trafik sigortacısından doğrudan talep ve dava hakkı bulunduğu belirtilmiştir. Ancak, zorunlu trafik sigortacısının zarardan sorumluluğu 93. madde gereğince belirlenen ve poliçede belirtilen teminat miktarı ile sınırlıdır.İşleten ve zorunlu trafik sigortacılarının 3. kişilere karşı sorumluluklarının niteliği ise kanundan doğan 818 sayılı BK'nun 51. maddesince müteselsilen sorumluluk olup, BK'nun 142/1.maddesi gereğince; alacaklı, müteselsil borçluların tümünden veya birinden borcun tamamen veya kısmen tahsilini isteyebilir. Borcun tamamen tahsiline kadar bütün borçlulularm sorumluluğunun devam edeceği de aynı yasanın 142/2 maddesinde açıklanmıştır.Müteselsil borçlulardan birinin alacaklıya karşı sürebileceği def'iler varsa bunu diğer borçlulardan bağımsız olarak ileri sürmesi mümkün olup, bu defi sonucu kurtulduğu borç miktarını diğer müteselsil borçlulara karşı da ileri sürebilir. Bu def'iler BK'nun 143. maddesinde gösterilen ve şahsi ilişkiler veya müteselsil borcun sebep veya konusundan doğan def'iler olup bunların dışında ileri sürülen def'iler müteselsil borçlular arasındak i rücu hakkını kaldırmaz. BK'nun şimdiye kadar sözü edilen düzenlemeler alacaklıya karşı dış ilişkilerle ilgili olup, borcun ödenmesinden sonra müteselsil borçlular arasındaki iç ilişkilerde BK.nun 144. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre müteselsil borçlular arasında aksine bir sözleşme bulunmadığı takdirde borçlulardan biri diğer borçluların durumunu ağırlaştıramaz. Dış ilişkide alacaklıya karşı sonuç doğurabilen böyle bir işlem, iç ilişkide rücu hakkını kısmen veya tamamen kaldırıcı etkiye sahip değildir.Diğer taraftan davadan feragat, öncelikle bir usul işlemidir. Dava konusu olayda, davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan davacı tarafın davalılardan birisi hakkındaki feragati usul hukuku bakımından diğer davalı aleyhine bir sonuç doğurmaz ise de, davadan feragat aynı zamanda bir maddi hukuk işlemi olduğundan, davalı sigorta şirketi hakkındaki feragatin, rücu hakkı bulunan diğer davalıyı etkileyip etkilemediğinin üzerinde durulması gerekir.Yukarıda açıklandığı üzere, davalılar alacaklıya karşı borçtan müteselsilen sorumludurlar. BK.nun müteselsil sorumlulukta borçluların iç ilişkilerini düzenleyen hükümleri gereğince, müteselsil borçlulardan biri alacaklıya borcu ödediği takdirde, diğer müteselsil borçlulara rücu hakkı bulunmaktadır.Bunun yanında, BK.nun 145/2 maddesine göre, sorumlulardan birinin zararı ödemesi halinde diğerleri bu oranda borçtan kurtulur. Ancak, müteselsil borçluların borçtan tamamen veya kısmen kurtulabilmeleri için alacaklının bil fiil tatmin edilmiş olması gerekir.Bunun aksinin kabul edilebilmesi için alacaklının açıkça davadan feragat etmiş olması veya böyle bir feragatin durumdan kesin olarak anlaşılması lazımdır. Yine BK.nun 147. maddesi hükmüne göre, rücu hakkından yararlanan müteselsil borçlulardan her biri ödediği miktar oranında alacaklının haklarına halef olacağına ve alacaklının diğerleri zararına müteselsil borçlulardan birinin durumunu iyileştirdiği takdirde bu fiilin neticelerini şahsen tahammül edeceğine dair hükmüne havidir.Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; dava açıldıktan sonra davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme nedeniyle sigorta şirketi yönünden davadan feragat edilmiştir. Bu durumda, davacıların, davalı sigorta şirketinin, yaptığı ödemenin üzerindeki bakiye teminat limitinden zimnen feragat ettiğinin kabulü gerekir. Böylelikle davacı taraf, davalı sigorta şirketinin durumunu iyileştirirken diğer müteselsil davalıların (borçluların) iç ve dış ilişkideki durumlarını ağırlaştırmıştır. O halde mahkemece, BK.nun 145/1 ve 147/2 maddeleri uyarınca, davacıların feragati ile davalı sigorta şirketinin tüm borçtan kurtulduğu anlaşılmakla, müteselsil sorumlu olan diğer davalıların da teminat limiti kadar borçtan kurtulduğunun kabulü gerektiği ve buna göre sorumlu olduğu tazminat miktarının belirlenlenmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ve .... vekili nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... ve ....'ne geri verilmesine, 02.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.