Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3746 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16700 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Davacılar vekili, davacılar desteğine plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın çarparak ölümüne neden olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 8.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, ıslah dilekçesi ile tazminat taleplerini davacı ... için 12.000,00 TL, davacı ... için 4.500,00 TL, davacı ... için 3.500,00 TL olarak yükselttiklerini bildirmiştir. Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, kusur oranlarını belirlenmesi gerektiğini, temerrüde düşürülmediklerini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 3.162,86 TL, davacı ... için 11.222,90 TL, davacı ... için 3.040,75 TL, davacı ... için 162,78 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 2013 yılı için 1.820,00 TL'dir. Temyize konu karar davacı Sema Yürük yönünden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davalı vekilinin davacı Sema Yürük yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Davacı taraf ıslah dilekçesi ile tazminat taleplerini artırmış olup davalı vekili, 04/04/2013 tarihli celsede dava dilekçesine karşı ileri sürdükleri zamanaşımı itirazını ıslah dilekçesine karşı da ileri sürdüklerini beyan etmiştir. Mahkemece, ıslah dilekçesinin dava dilekçesindeki talebi genişletici mahiyette bir dilekçe olduğu, dava dilekçesine karşı ileri sürülebilecek zamanaşımı itirazının ıslah dilekçesine karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığı belirtilerek zamanaşımı itirazı reddedilmiştir. Oysa, kısmi dava açılması halinde sadece dava konusu yapılan miktar yönünden zamanaşımı kesilir. Islah ile artırılan miktar yönünden davalı taraf zamanaşımı def'inde bulunabilir (HGK'nun 06.03.2013 gün 2012/4-824 Esas 2013/305 Karar sayılı ilamı). Bu durumda mahkemece, davalı tarafın zamanaşımı def'ine karşı davacı vekilinin beyanı alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin davacı Sema Yürük yönünden temyiz dilekçesinin REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 02/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.