Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 370 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21917 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R- Davacı vekili, müvekkiline kasko sigortalı park halindeki araca davalıların maliki ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın çarpıp olay yerini terk ederek hasarlanmasına neden olduğunu, müvekkili tarafından sigortalısına 4.645,00 TL hasar bedeli ödendiğini, ödemenin rücuan tahsili amacıyla başlatılan takibe davalıların itiraz ettiklerini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili, müvekkilinin aracının herhangi bir kazaya karışmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... vekili, hasar bedelinin kanıtlanması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre, bilirkişi raporundaki yapılan ölçümler sonucunda ulaşılan kanaatin dosya kapsamına ve her iki araçtaki hasar durumuna uygun bulunmadığı, meydana gelen hasarın davalıya ait araç tarafından meydana getirilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, trafik kazası nedeni ile kasko sigorta sözleşmesine dayanan rücuan tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda, davacıya kasko sigortalı araca, davalıların işleten-sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın çarpıp olay yerini terk ettiği iddiası ile tazminat talebinde bulunulmuştur.Mahkemece davalıya ait araç üzerinde yapılan incelemede davalıya ait araçtaki hasarlar ile davacıya sigortalı araçtaki hasarların ve bulunduğu yerlerin karşılaştırıldığında; davacıya sigortalı araçta meydana gelen hasarın davalıya ait araç tarafından meydana getirildiği, davalıya ait araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu belirtilmiştir. Davalı vekili, müvekkiline ait aracın davacıya sigortalı araca çarpmadığını, bu iddiaya ilişkin somut delillerin bulunmadığını, müvekkiline ait aracın eski bir araç olması ve ticari nitelikte kullanılması nedeni ile değişik yerlerinde hasar oluşabileceğini belirterek anılan bilirkişi raporuna itiraz etmiştir. Mahkemece davalı vekilinin itirazları doğrultusunda yeni bir bilirkişi incelemesi yapılmadan, her iki araçtaki hasarların birbiri üzerine örtüştürüldüğünde mevcut hasarın oluşmayacağı, davacıya ait araçtaki hasarlardan davalının sorumlu olmadığı kabul edilerek karar verilmiştir. Çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, mahkemece uzman bilirkişinin oy ve görüşüne başvurulması zorunludur. Trafik kazalarında kusur ve hasarın belirlenmesi uzmanlığı gerektiren konulardandır. O halde mahkemece, itirazlar doğrultusunda kusur ve hasar konusunda uzman bilirkişiden gerekçeli, ayrıntılı rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, uzman bir bilirkişiden yeni bir rapor alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 2-Davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik sair temyiz itirazlarının bozma neden ve şekline göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 15.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.