MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, davalı tarafından zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı kamyonun 22/11/2011 tarihinde müvekkillerinin desteği yaya ...'a çarparak ölümüne sebebiyet verdiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacılar eş ve çocuk için ayrı ayrı için 10.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, trafik sigortacısı müvekkilinin araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumluluğu olabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre trafik kazasının meydana geldiği orman kesim alanının Karayolları Trafik Kanununun 2. maddesinde sayılan yerlerden olmadığı, buna göre davalı sigorta şirketinin sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatının trafik sigortacısından tahsili istemine ilişkindir.Bir rizikonun meydana getirdiği zararın sigorta kapsamına girebilmesi için, o rizikonun motorlu araç tarafından karayolunda meydana getirilmiş olması zorunludur. Karayolları Trafik Kanunu’nun tanımlarla ilgili 3. maddesinde, karayolu; trafik için kamunun yararlanmasına açık olan arazi şeridi, köprüler ve alanlar olarak tanımlanmıştır.Aynı Yasa’nın 2/2. maddesinde, aksine hüküm bulunmadığı hallerde, karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık alanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj yolu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerler ile erişme kontrolü kara yollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımları da bu yasa uygulaması bakımından karayolu olarak kabul edilmiştir. Somut olayda, dosya içerisinde bulunan jandarma tarafından tanzim edilen olay yeri genel krokisi ve ... Cumhuriyet Başsavcılığının olay yeri inceleme ve tespit tutanağından kazanın meydana geldiği yerin, orman kesim alanında bulunan tek taraflı, patika olarak tarif edilebilecek eğimli bir yol olduğu anlaşıldığından, bu yolda motorlu aracın işletmesi sırasında meydana gelen kazadan doğan zararın ZMSS kapsamında kaldığı hususu da tartışmasızdır. O halde mahkemece, kazanın 2918 sayılı KTK'nun 2. maddesi uyarınca karayolu sayılan yerde meydana geldiğinin kabulü ile uzman bilirkişilerden kusur ve tazminat raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 02.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.