MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, müvekkilinin sevk ve idaresindeki araç ile seyri sırasında davalı ...'a ait, diğer davalı ...'un idaresindeki büyükbaş hayvana çarpması neticesinde müvekkilinin aracının hasarlandığını, tamir süresince aracından mahrum kaldığını ve aracında değer kaybı meydana geldiğini ileri sürerek ıslah ile artırılan 3.195,20 TL maddi, 3.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar vekili, davacının hızlı olması nedeni ile kazanın gerçekleştiğini, taleplerin fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile 3.195,20 TL maddi, 3.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekilince temyiz edilmiştir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi manevi tazminat istemine ilişkindir.Davalılar vekilinin maddi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı vekili, davaya konu kaza nedeni ile müvekkilinin aracında hasar meydana geldiğini, araçta değer kaybı oluştuğunu ve araçtan yoksun kaldığı süre boyunca zararı bulunduğunu açıklayarak, dava dilekçesinde fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile toplam 300,00 TL tazminat talep etmiş, bu miktarın ne kadarının hangi talebine ilişkin olduğunu, talebinin ne olduğunu açıklamamış, mahkemece de bu talebi açıklattırılmadan hüküm tesis edilmiştir. Oysa; dava dilekçesinde taleplerin sarih ve anlaşılır bir biçimde belirtilmesi gerekmekte olup, mahkemece, bu hususlara riayet edilmeksizin karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.3-Bozma neden ve şekline göre davalılar vekilinin değer kaybına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.Davalılar vekilinin manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarına gelince;4-Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, B.K.’nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K'nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacıdaki yaralanmanın niteliği de göz önüne alındığında takdir olunan manevi tazminatın fazla olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 ve 4 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 15.1.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.